BULMACA SÖZLÜĞÜ

1. abd başkanı eisenhover’in takma adı : ike
2. abaküs : sayiboncuğu
3. abartı : mübalağa
4. abd de bir kent : atlanta, şikago
5. abd eyaletleri : alabama, alaska, arizona, arkansas, california, colorado, connecticut, delaware, florida, georgia, hawaii,
idaho, illinois, indiana, iowa, kansas, kentucky, louisiana, maine, maryland, massachusetts, michigan, minnesota, mississippi,
missouri, montana, nebraska, nevada, new hamrshire, new jersey, new mexico, new york, north carolina, north dakota, ohio,
oklahama, oregon, pennzylvania, rhode island, south carolinasouth dakota, tennessee, texas, utah, vermont, virginia, washington,
west viginia, wisconsin, wyoming
6. abd profesyonel basketbol ligi : nba
7. abd ulusal havacılık ve uzay dairesi (kısaca) : nasa
8. abd’de beş göllerden birisi : erie
9. abd’nin başkenti : washington d.c.
10. abd’nin para birimi : dolar
11. abd’nin uluslar arası plaka işareti : usa
12. abece : alfabe
13. aberasyon : sapinç
14. abes : saçma
15. abıhayat : bengisu
16. abi : ağabey
17. abide : anit
18. abidevi : anitsal
19. abla : baci
20. abuhava : iklim
21. ac simgeli element : aktinyum
22. acar . çalişkan
23. acele : ivedi
24. acele posta servisi “kısaca” : aps
25. aceleci, acul : evecen, ivecen
26. acelecilik : telaş
27. acem : iranli
28. acemi : toy
29. acemilik : toyluk
30. acı : izdirap, keder
31. acı sesler çıkarmak : inlemek
32. acı, üzüntü : elem
33. acıbadem ağacı : erez
34. acıbalık ta denilen bir tatlı su balığı : gördek
35. acıklı : elim
36. acıklı olay : dram
37. acıklı sahne oyunu : dram
38. acılar karşısında dayanma gücünü yitirmeyen, sağlam, dayanıklı, metanetli : metin
39. acıma : merhamet
40. acımasız : zalim
41. acımasız, zorba : ceberut, ceberrüt
42. acımtırak bir içki : amer
43. acının unutulması ya da hafiflemesi, teselli : avunç
44. acıyarak ve koruyarak seven, şefkatli : sevecen
45. acil : ivedi
46. aciz : güçsüz, zayif
47. acizler, güçsüzler : aceze
48. acun : dünya
49. aç : haris
50. aç gözlü, hırslı : haris
51. aç gözlülük : tamah
52. aç olma durumu : açlik
53. açacak : tirbişon
54. açar : anahtar
55. açar : aperitif
56. açı : zaviye
57. açı ölçer : iletki, minkale

58. açı ölçmede kullanılan dönme hareketli cetvel : alidat
59. açık : aleni
60. açık artırım ile satış : mezat
61. açık deniz : engin
62. açık duran baş parmağın ucundan gösterme parmağının ucuna kadar olan uzaklık : sere
63. açık elle vurulan tokat : şamar
64. açık havada çıkan kuru soğuk : ayaz
65. açık leylak rengi : lila
66. açık mavi gözlü : maviş
67. açık olma durumu, açıklık : aleniyet
68. açık saman rengi : krem
69. açık sarı renk : limoni, samani
70. açık su kanalı : ark
71. açık toprak rengi : boz
72. açık yer, meydan, alan : saha
73. açık zincirli organik madde : alifatik
74. açık, apaçık, belli : aşikar
75. açık, net : berrak
76. açık, ortada, meydanda, herkesin içinde yapılan : aleni
77. açıkca, belirgin : aşikar
78. açıkça gizlemeden : alenen
79. açıkça görünürlük, bellilik : bedahet
80. açıkça, gizlemeden, meydanda : aleni
81. açıkgöz : uyanik
82. açıkgözlülük, hırs : tamah
83. açıklama : izah
84. açıklamalar : izahat
85. açıklık : alaniyet, alenilik
86. açıklık ve boş arazi, sahra : kir
87. açıktan açığa, herkesin gözü önünde, herkesin içinde, gizlemeden, açıkça : alenen
88. açılır kapanır perde türü : stor
89. açkı : anahtar
90. açma aracı : açacak
91. ad : ün, isim, nam
92. ad belirtilerek yapılan : nominal, yoklama
93. ad çekme : kura
94. ad ve soyadın baş harfleriyle atılan kısa imza : paraf
95. adaçayı : meryemiye
96. adak : nezir
97. adakta bulunma : adama
98. adale : kas
99. adalet : hak, türe
100. adaletle iş gören, adaletten ayrılmayan : adil
101. adaletli : adil
102. adam öldürme : cinayet
103. adamak : nezretmek
104. adana’nın ilçeleri : seyhan, yüreğir, aladağ, bahçe, ceyhan, düziçi, feke, imamoğlu, kadirli, karaisali, saimbeyli,
tuğfanbeyli, yumurtalik
105. adavet : düşmanlik
106. aday : namzet
107. adcılık : nominalizm
108. adem ile hava’nın üçüncü oğlu : şit
109. ademiyat : beşeriyet, insaniyet, insanlik
110. ademoğlu, beşer : insan
111. adese : lup, mercek
112. adet : tane
113. adet haline getirme, alışma, alışkanlık : itiyat
114. adet, parça : pare
115. adı sanı belli olmayan : anonim
116. adıl : zamir
117. adım aralığı : fule

118. adın durum elerinden biri : de
119. adını anma : zikir
120. adıyaman’ın ilçeleri : besni, çelikhan, gerger, gölbaşi, kahta, samsat, sincik, tut
121. adi : bayaği, değersiz, kaba, özensiz
122. adil : adaletli
123. adiyö : hoşcakal
124. adlar, isimler : esame
125. adları aynı olanlardan her biri : adaş
126. adli : türel
127. adolf hitler’in partisi : nazi
128. af : bağişlama
129. afacan : yaramaz
130. afak : ufuklar
131. afakiye : nesnelcilik
132. aferin : bravo
133. afete uğramış : afetzede
134. affetmek : bağişlamak
135. afganistan’da bir şehir : herat
136. afganistan’ın başkenti : kabil
137. afganistan’ın para birimi : afgani
138. afi : caka, fiyaka
139. afitap : güneş
140. afiyet : sağlik
141. aforizma : özdeyiş
142. afrika misk kedisi : kalemiks
143. afrika ulusal kongresi’ni simgeleyen harfler : anc
144. afrika yerli davulu : tamtam
145. afrika’da bir akarsu : nil
146. afrika’da yaşayan bir tür antilop : kob
147. afrika’da yaşayan, gövdesi kızıl kestane, bacakları beyaz çizgili memeli hayvan : okapi
148. afrika’nın en yüksek dağı kilimanjaro’nun, yerli dillerde “özgürlük” anlamına gelen yeni adı : uhuru
149. afrika’nın hızlı koşullar için yetiştirilmiş evcil hecin devesi : mehari
150. afrika’nın kimi yerlerinde toplu biçimde yapılan vahşi hayvan acı : safari
151. afrika’ya hayat veren akarsu : nil
152. afrikalı zencilerin büyük bir bölümünü içine alan etnik grup : bantu
153. afyon’un ilçeleri : başmakçi, bayat, bolvadin, çay, çobanlar, dazkiri, dinar, emirdağ, evciler, hocalar, ihsaniye, iscehisar,
kizilören, sandikli, sincanli, sultandaği, şuhut
154. ag simgeli element : gümüş
155. ağ : şebeke
156. ağ şeklinde yapılan örgü : file
157. ağ tabaka : retina
158. ağ torba : file
159. ağ yatak : hamak
160. ağabey (kısaca) : abi
161. ağabey : abi, aka
162. ağabey sözcüğünün kısa söyleniş biçimi : abi
163. ağabeyin eşi : yenge
164. ağacı çizmeye yarayan çember kesitli, ucu sivri ve ağaç saplı el aracı : çizecek
165. ağacın gövdesinden ayrılan kollardan her biri : dal
166. ağaçlarla örtülü alan : orman
167. ağaçlıklı yol : ale
168. ağan : akanyildiz, şahap
169. ağdalık : viskozit
170. ağı : zehir
171. ağı, sem : zehir
172. ağıağacı : zakkum
173. ağıl : dam, kom
174. ağılı : zehirli
175. ağır bir dans türü : slov
176. ağır ritimli bir ispanyol dansı : bolero
177. ağır topuz : gürz

178. ağır, sert ve siyah renkli tahtası olan ağaç : abanoz
179. ağırbaşlı, onurlu : vakur
180. ağırlama : izaz
181. ağırlık : yük
182. ağırlık ölçmekte kullanılan alet : terazi
183. ağırlık ve uzunluk ölçüleri için kabul edilmiş kanuni ölçü modeli : etalon
184. ağırlık yitimi : fire
185. ağıt : eleji
186. ağız ağıza dolu, ağzına kadar dolu, silme : lebaleb
187. ağız armonikası : mizika
188. ağız boşluğunun tavanı : damak
189. ağızda evirip çevirme : geveleme
190. ağızdan çıkan, bir veya daha fazla heceden meydana gelen ve mana ifade eden kelime veya kelime topluluğu : söz
191. ağızdan, sözle söylenerek : şifahen
192. ağlayan, inleyen : nalan
193. ağrı dağının eski adı : ararat
194. ağrı’nın ilçeleri : diyadin, doğubeyazit, eleşkirt, hamur, patnos, taşliçay, tutak
195. ağtabaka : retina
196. ağzı çember biçiminde, torbaya benzer büyük gözlü ağ : aposi
197. ağzı dar, şişkin gövdeli su kabı : damacana
198. ağzı geniş tek kulplu su kabı : kanata
199. ağzı sıkı : ketum
200. ağzı sıkılık : ketumiyet
201. ağzı yayvan toprak kap : dagar
202. ağzın tavanı : damak
203. ağzına kadar dolu : lebeleb, tikabasa
204. ah : beddua, ilenç, ilenme
205. ahali : avam, halk
206. ahenk : uyum
207. ahenk, ölçü, düzenlilik : ritim
208. ahenksiz : uyumsuz
209. ahır : dam
210. ahırdaki iki hayvan yeri arasında bölme olarak kullanılan kalın sırık : aralti
211. ahilik ocağından olan kimse : ahi
212. ahirette bütün insanların üzerinden geçeceği köprü : sirat
213. ahize : alici, almaç
214. ahmak, sersem : seme
215. ahret ile ilgili : uhrevi
216. ahşap gemilerin omurgalarına, borda kaplamalarını yerleştirmek için açılan yuva : aşoz
217. aidat : ödenti
218. aids testi : eliza
219. aile : familya
220. aile halkı : horanta
221. aile ile ilgili : ailevi
222. aile ocağı : yuva
223. ailesinin geçimini sağlayan : ail
224. ait : değin, ilişkin
225. ait olma durumu, ilişkinlik, aitlik, dairlik : aidiyet
226. ajan : casus
227. ak : beyaz, lekesiz, namuslu, temiz
228. ak tenli mavi gözlü kimse : maviş
229. aka : ağabey
230. akaç : diren
231. akademik bir unvan : profesör
232. akademik unvan : dr
233. akaju da denilen bir ağaç : maun
234. akamet : sonuçsuzluk, verimsizlik
235. akanyıldız : ağan, şahap
236. akarsu : irmak, nehir
237. akarsu kıyılarındaki çalı ve ağaçların üzerinde de yaşayabilen bir balık : anabas
238. akarsu üzerinde yapılan bent : baraj

239. akarsu yatağı, mecra : akak
240. akarsuyun saniyelik akımı : debi
241. akciğer (eski dil) : rie
242. akciğer : rie
243. akdeniz anemisi adı da verilen bir hastalık : talasemi
244. akdeniz bölgesi’nde turistik bir koy : okluk
245. akdeniz bölgesinin kısa boylu tipik bitki örtüsü : maki
246. akdeniz havzasında görülen çok sıcak bir rüzgar : siroko
247. akdeniz tipi bitki örtüsü : maki
248. akdeniz’de bir ada : girit, rodos
249. akdeniz’de bir ada ülkesi : malta
250. akdeniz’de hapishanesi ile ünlü küçük bir fransız adası : if
251. ake : divit
252. akı : akinti, akma, seyelan
253. akıcı : akar, likit, mayi, sivi
254. akıl : us
255. akıl ve gerçeğe aykırı : abes
256. akıllı : akil, uslu, zeki
257. akıllı, akıl sahibi : akil
258. akıllıca : akilane
259. akılsız : budala, ebleh
260. akım : cereyan
261. akımtoplar : akü
262. akın : hücum
263. akıntı : aki, akma, seyelan
264. akıtma : isale
265. akilane : akillica
266. akim : başarisiz, sonuçsuz, verimsiz
267. akis : aks, eko, yanki
268. akit : kontrat, mukavele, mukavelename, nikah, sözleşme
269. akkan : lenf
270. akla ve gerçeğe aykırı : abes
271. aklama : ibra
272. aklama, temize çıkma : ibra
273. aklanmış : beraat
274. aklı dengesi yerinde olmayan : deli
275. aklımda denen oyun : lades
276. aklıselim : sağduyu
277. akli : ussal
278. akma : aki, akinti, reçine, seyelan,
279. akort oluşturan seslerin bir biri arkasından çalınması : arpej
280. akraba : hisim
281. akran : denk, öğür, yaşit
282. akrobat : cambaz
283. aks : akis, dingil, eko, rot, yanki,
284. aksak : topal, leng
285. aksaklığı olan : arizali
286. aksama, aksaklık : ariza
287. aksaray ilinde yamaçlarında birçok manastır, kilise, peribacaları ve koniler bulunan vadi : ihlara vadisi
288. aksaray’ın ilçeleri : ağaçören, eskil, gülağaç, güzelyurt, ortaköy, sariyahşi
289. aksata : alişveriş
290. aksayan, işlemeyen, bozulmuş : arizali
291. aksetme, yansıma, yankılanma : inikas
292. aksi, ters : ters, zit
293. aksilik : terslik
294. aksiseda, yankı : eko
295. akşam namazı : aşa
296. aktar : baharatçi
297. aktar’ın sattığı şeyler, aktar eşyası : aktariye
298. aktarma : virman
299. aktif : canli, etken, etkin, faal

300. aktörün sahnedeki işi : rol
301. akü : akimtoplar
302. akyuvar : lokosit
303. al : hile, kirmizi
304. al salvador’un başkenti : san salvador
305. al simgeli element : alüminyum
306. alabalıkgiller familyasından, denizlerde yaşayan bir balık türü : denizanasi
307. alacak : borç, matlup, takanak
308. alacak ya da borç : takanak
309. alaka : ilgi
310. alakadar : alakali
311. alakalı : alakadar
312. alakok : rafadan
313. alalama : kamufle
314. alamet : im, iz
315. alan : meydan, saha,
316. alanı geniş : ihatali
317. alaniyet : açiklik
318. alanya’nın tarihteki adı : alaiye
319. alaşit : halita
320. alaten : cüzzamli
321. alaturka karşıtı : alafranga
322. alaturka müzik kurallarını inceleyen yapıt : edvar
323. alay : istihza, kalabalik, saraka
324. alay işareti : nanik
325. alay, istihza : saraka
326. alayiş : gösteriş
327. alaz : alev, yalaz, yalaza
328. albay : miralay
329. albüm . resimlik
330. alçak : namert
331. alçak gönüllü olan, titizlik göstermeyen : kalender
332. alçak gönüllü, uysal : tevazulu
333. alçak gönüllülük : tevazu
334. alçak, aşağılık, kötü : rezil
335. alçak, kötü kimse : deni
336. alçalma, düşkünlük : zil
337. aldatma : desise, düzen, oyun
338. aldatma işi : al, dek, dolap, hile
339. aldırışsız, umursamaz : lakayt
340. aleladelik : siradanlik
341. alem : bayrak, cihan, kainat
342. alemdar : bayraktar, sancaktar
343. alemşümul : evrensel
344. aleni : açik
345. alenilik : açiklik
346. alerjilerin tedavisini konu alan bilim dalı : alergoloji
347. aletler bütünü : makine
348. aletler, araçlar : levazim
349. aleut takımadalarında yer alan adalar : rat
350. alev : alaz, yalim
351. alev, alev dili : yalaza
352. alev, yalım : şule
353. aleve tutmak : alazlamak
354. alevi-bektaşi ozanlarının tarikatlarıyla ilgili şiirlerine verilen ad : deme
355. alfabe : abece
356. algı : idrak
357. alıcı : ahize
358. alıcı kan grubu : ab
359. alıcı yönetmeni : kameraman
360. alıcı, reseptör : ahize

361. alıklaşma : aptal
362. alım, çekicilik, cazibe : albeni
363. alın yazısı : fatalite
364. alın yazısı, takdir : kader
365. alın yazısı, yazgı : fatalite, kader
366. alınan bir şeyi geri verme : iade
367. alınma : gücenme
368. alınması gereken şey : alacak
369. alınmış bir şeyi geri verme : iade
370. alıntı : iktibas
371. alışılagelen : rutin
372. alışılan zamandan önce : er, erken
373. alışılandan fazla : bol
374. alışılmış, alışılan : mutat
375. alışkanlık halinde yapılan : rutin
376. alışkanlık, huy : itiyat
377. alışma : ülfet
378. alışveriş : aksata
379. alışverişte durgunluk hali, sürümsüzlük : kesat
380. alışverişte kötü mal satmak : kakalamak
381. alicenap : cömert
382. alil : sakat
383. alim : bilgin
384. alinan bir şeyi geri verme : iade
385. alkol : etanol
386. alkol ve madde bağımlıları tedavi merkezi (kısaca) : amatem
387. alkolde eriyen hayvansal reçine : gomalak
388. alkollü bir içki : cin, şarap, votka
389. allah (cc) velilerinden zuhur eden olağanüstü hal, harikulade hal : keramet
390. allah (cc)’a kalbi bağlılık, kesin inanma; iman : itikat
391. allah (cc)’a karşı kulluk vazifesini yetirme getirme, tapınma : ibadet
392. allah (cc)’a ve islâm akidelerine inanma : iman
393. allah (cc)’a ve o’nun rızasına erişmek için tutulan yol, tasavvuf yolu : tarikat
394. allah (cc)’ın bir kimseye insanı : inayet
395. allah (cc)’ın emirlerine tam itaat eden yaratık, ferişteh : melek
396. allah (cc)’ın isimlerinden biri : ram
397. allah (cc)’ın kullarına ve diğer yaratıklarına lütfu olan nimet, yenilen, içilen ve sarf edilen şey, kısmet : rizik
398. allah (cc)’ın sıfatlarından biri : rahim
399. allah (cc)’ın sıfatlarından; lutfu ve ihsanı bol : kerim
400. allah (cc)’ın, fazlasıyla merhametli ve esirgeyici anlamına gelen sıfatı : rauf
401. allah’ı tanımayan : kafir
402. alma : fethetme
403. almaç : ahize
404. alman faşisti : nazi
405. alman markının yüzde biri : fenik
406. almanca “bir” : ein
407. almanca “evet” : ja
408. almanca “sen” : du
409. almanca “ve” : und
410. almanya’da bin kent : aeren
411. almanya’da bir eyalet : saar
412. almanya’da bir ırmak : wupper
413. almanya’da bir kent : aachen, bremen
414. almanya’nın eski para biriminin kısa yazılışı : dm
415. almanya’nın para birimi : mark
416. alp : civanmert, er, yiğit
417. alt alta yazılmış şeyler : liste
418. alt karşıtı : üst
419. alt kurul, encümen : komite
420. alt, aşağı : zir
421. altar : sunak

422. alternatif : seçenek
423. altı düz, geniş ve sağlam yapılı tekne : layter
424. altı mayıs’ta yapılan geleneksel bayram : hidrellez
425. altı yüzlü dikdörtgen : küp
426. altıkardeş takım yıldızı : zatülkürsi
427. altın : zer
428. altın ve gümüş işlemeli bir tür ipek kumaş : dibo
429. altın, gümüş gibi madenlerden yapılmış şeylerin saflık derecesi : ayar
430. altının latince adı : airum
431. altınkökü : ipeka
432. altmış beş santimetre boyunda bir uzunluk ölçüsü : endaze
433. altmış dakikalık zaman birimi : saat
434. altmış saniye : dakika
435. alüvyon : liğ
436. alyuvar : eritrosit
437. am simgeli element : amerisyum
438. ama : darir, görmez, kör
439. ama, fakat, ancak : lakin
440. amaç : erek, gaye
441. amaç, gaye : erek
442. amaç, maksat : gaye
443. amaçsız : gayesiz
444. amade : anik, hazir
445. amasya’nın ilçeleri : göynücek, gümüşhaciköy, hamamözü, merzifon, suluova, taşova
446. amatör olma durumu : amatörlük
447. ambar : kiler
448. amca : emmi
449. amel : diyare, ishal, ötürük, sürgün
450. amel : iş
451. amele : işçi
452. amelelik : işçilik
453. ameliyat yapan hekim, cerrah : operatör
454. amerika birleşik devletleri (kısaca) : abd
455. amerika birleşik devletleri halkından olan kimse : amerikali
456. amerika kabilelerinden bazılarının hindistan cevizi suyunu kaynatıp yaptıkları içki : orraka
457. amerikalı : yanki
458. amerikan armudu da denilen bir meyve : avukado
459. amerikan devesi : lama
460. amerikan istihbarat teşkilatı : fbi
461. amerikan pamuğu : akala
462. amerikan uzay örgütü (kısaca) : nasa
463. amil : etkin
464. amil : etken, etmen, faktör
465. amiral yetkisiyle görevli deniz subayı : komodor
466. amiralden bir rütbe küçük deniz subayı : visamiral
467. amirler : ümera
468. amme : kamu
469. amonyak tuzu : nişadir
470. amorf : şekilsiz
471. ampul yuvası : duy
472. an : lahza
473. ana : anne, asil, baz, esas, temel, valide
474. ana ile dölüt arasında kan alışverişini sağlayan organ : etene
475. ana para : kapital
476. ana, baba ve çocuklardan oluşan topluluk : aile
477. ana, esas : temel
478. ana, temel : esas
479. anadolu ajansı (kısaca) : aa
480. anadolu beyliklerinde donanmada kullanılan asker : azap
481. anadolu karasının batıdaki en uç noktası : bababurun
482. anadolu’da hüküm sürmüş eski bir medeniyet : eti

483. anadolu’nun birçok yöresinde ve düğünlerde yapılan güreşe verilen ad : gencer
484. anadolu’nun kapılarını türk’lere açan selçuklu hükümdarı : alparslan
485. anafor : girdap
486. anahtar : açar, açki
487. anahtarla açılan kapı düzeneği : kilit
488. analiz yapan kimse : analist
489. analog karşıtı : dijital
490. anamal : kapital
491. anasına düşkün olan : anacil
492. anasır : unsurlar
493. anavatan : anayurt, özyurt
494. anayoldan ayrılan yolun başlangıç noktası : sapak
495. anayurt : anavatan, vatan
496. andora’nın başkenti : andorra la vella
497. andre malraux’un bir romanı : umut
498. ane : kasik
499. anemon : manisa lalesi
500. angola’nın başkenti : luanda
501. angola’nın para birimi : esküdo
502. anı : hatira
503. anık : hazir
504. anılar : hatiralar
505. anılar : hatirat
506. anımsama yazısı : not
507. anında, şipşak : alaminüt
508. anıt : abide
509. anıtkabir : mozole
510. anıtkabir’i yapan mimar : emin onat, orhan arda
511. anıtmezar . mozole
512. anıtsal : abidevi
513. ani : aniden, ansizin, birdenbire
514. anjin : boğak
515. anka : yad
516. ankara’nın ilçeleri : altindağ, çankaya, etimesgut, keçiören, mamak, sincan, yenimahalle, akyurt, ayaş, bala, beypazari,
çamlidere, çubuk, elmadağ, evren, gölbaşi, güdül, haymana, kalecik, kazan, kizilcahamam, nallihan, polatli, şereflikoçhisar
517. ankara’nın ünlü oyun havası : misket
518. ankebut : örümcek
519. anket : sorguç
520. anlak : zekâ, zeyreklik
521. anlak, feraset : zeka
522. anlam : mana, meal
523. anlam aykırılığı, çelişme, çelişki : tenakuz
524. anlam, meal : mana
525. anlama, kavrama gücü : zihin
526. anlama, kavrama yeteneği fazla olan : kapasiteli
527. anlama, öğrenme, kavrama ve çözme kabiliyeti : zeka
528. anlamı güçlendirmek için iki sözcüğün yan yana kullanılması : ikileme
529. anlamlı : manali, manidar
530. anlamlı iz : im
531. anlamlı, anlamı olan : manidar
532. anlaşma : itilaf, uyuşma
533. anlaşma, uyuşma : itilaf
534. anlaşmazlık, ara bozma : nifak
535. anlatım : ifade, mana
536. anlayış : izan
537. anlayış, sezgi, zeka (eski dil) : faraset
538. anlayışsız, kalın kafalı : gabi
539. anne : ana, valide
540. anne ile cenin arasında kan alışverişini sağlayan organ : etene
541. anne, baba ve çocuk topluluğu : aile
542. annelik : validelik

543. annenin erkek kardeşi : dayi
544. anons : duyuru
545. ansızın : ani, birdenbire
546. ansızın ortaya çıkan tehlikeli durum : badire
547. ansızın, birdenbire : aniden
548. ant : kesem, yemin
549. ant, kasem : yemin
550. ant, yemin : ahit
551. antalya (kısaca) : ant
552. antalya’da bir plaj : lara
553. antalya’da turistik bir bölge : side
554. antalya’nın ilçeleri : akseki, alanya, elmali, finike, gazipaşa, gündoğmuş, ibradi, kale, kaş, kemer, korkuteli, kumluca,
manavgat, serik
555. anten : duyarga
556. antet : başlik
557. antigua ve barbuda’nın başkenti : saint johns
558. antlaşma : pakt
559. anut : inatçi
560. anyon : eksin
561. apaçi : kizilderili
562. apak : bembeyaz
563. apansız : ani, aniden
564. apaz : avuç
565. aperatif : açar
566. apolet : omuzluk
567. apre makinesi : ram
568. aptal : aliklaşma
569. aptal, bön, avanak : enayi
570. ar : haya, hicap, sanat, ut, utanma
571. ar simgeli element : argon
572. ar, haya : namus
573. ar, namus : haya
574. ara : fasila, mesafe, uzaklik
575. ara bozma, geçimsizlik, bozuşukluk : nifak
576. ara yerde : arada
577. araba lambası : far
578. araba markası : lada
579. araba vapuru : feribot
580. arabçada “ben” : ene
581. arabistan yarımadasının güneyinde bir devlet : yemen
582. arabistan’da bir çöl : sina
583. arabistan’da bir dağ : arafat, hira
584. arabulucu : uzlaştirici
585. aracı : vasita
586. araç : vasita
587. araç, aygıt : alet
588. araçlar, aletler : levazim
589. araçlarda hız kesme mekanizması : fren
590. arak : ter
591. aralarında evlilik olmayan kimseler arasındaki cinsel ilişki : zina
592. aralık bir nesnenin her yanını bir şeye değdirerek üstünü onunla kaplamak : bulamak
593. aranılan gerçeğe ulaştırabilecek iz : ipucu
594. arap alfabesinde bir harf : cim
595. arap alfabesinin ilk harfi : elif
596. arap sosyalist diriliş partisi (kısaca) : baas
597. arap üslubunda : arabesk
598. arap yarımadası’nda islâmiyet’ten önce yaşanan döneme verilen ad : cahiliye
599. arap yarımadasında bir körfez : aden
600. arap yazısında, bir ünsüzün dar, düz ve kısa okunacağını gösteren işaret : hare, hareke
601. arapça şarkı : yalelli
602. arapça’da “müslüman” : müslim

603. arapça’da ilk harf : elif
604. arapça’da isimler : era
605. araplarda müslümanlıktan önceki çağ : cahiliye
606. araştırıp bulma : tedarik
607. araz : ilinek
608. arazi üzerinde seçilmiş bir işaret noktasının düşeyini gösteren tahta : mira
609. ardahan’ın ilçeleri : çildir, damal, göle, hanak, posof
610. ardahan’ın ilçesi : damal
611. ardiye : depo
612. argo’da “baba” : peder
613. argoda “amerikan doları” : tam
614. argoda “asılsız söz, yalan” : tiraş
615. argoda “bir kimsenin, emek vermeden sağladığı kazanç” : avanta
616. argoda “bir lira” : papel
617. argoda “çok sarhoş” : matiz
618. argoda “çok sövmek” : kalaylamak
619. argoda “esrar” : mal, od
620. argoda “fiyaka, afi” : caka
621. argoda “gösteriş, çalım” : afi
622. argoda “gözetleme” : dikiz
623. argoda “gülünç duruma düşme” : madara
624. argoda “güzel, hoş” : bitirim
625. argoda “hapishane” : kodes
626. argoda “hile” : madik
627. argoda “para” : papel
628. argoda “parasız kimse” : zil
629. argoda “rakı” : imamsuyu
630. argoda “tutukevi” : dam
631. argoda “tuvalet, wc” : kenef
632. argoda “vurgun” : voli
633. argoda “yalan söylemek” : atmak
634. argoda “yalan, palavra” : martaval
635. argoda “yalan” : tiraş
636. argoda “yok kalmadı” : mafiş
637. argoda “yok” : nanay
638. argoda “yol, yöntem” : racon
639. arı : saf
640. arı kovanı : petek
641. arık : zayif
642. arılara barınak olarak yapılan, türlü biçimdeki tahta sepet ya da sandık : kovan
643. arıların kovan deliğini kapamak için kullandıkları sarı ve yumuşak madde : kirebolu
644. arıtıcı : deterjan
645. arıtılmış : refineli
646. arıtılmış, saflaştırılmış : rafine
647. arıtım : rafine
648. arıtım evi : rafineri
649. arıza : engebe
650. ari : çiplak, yoksun
651. arifa : öngün
652. aristogratik yönetim biçimi : oligarşi
653. aristokrat : asil, soy
654. aritmetik : hesap
655. ariyet : ödünç
656. arjantin’in başkenti : buenos aires
657. arjantin’in para birimi : pezo
658. arjantin’in uluslar arası plaka işareti : ra
659. ark : şerare
660. arka karşıtı : ön
661. arka, geri : art
662. arkadaş, yakın dost : yaren
663. arkadaş, yol arkadaşı, yoldaş : refik

664. arkadaşlık, yol arkadaşlığı, yoldaşlık : refakat
665. arkalıksız bir tür sandalye ya da iskemle : tabure
666. arkası kesilmeksizin sürme, art arda gelme : tevali
667. arkeoloji : kazi bilimi
668. arma, lego : marka
669. armoni kurallarına göre üst üste bindirilmiş sesler : akor
670. armonika : mizika
671. arnavutluk’ta bir göl : ohri
672. arnavutluk’un başkenti : tiran
673. arnavutluk’un para birimi : lek
674. arnavutluk’un uluslar arası plaka işareti : al
675. arorat kamışı : maranta
676. arsız sokak çocuğu : kopil
677. art, peş : geri
678. artı : pozitif, zait
679. artı uç : anot
680. artık, artan, geri kalan, kalıntı : bakiye
681. artırma : zam
682. artırma şeklinde yapılan satış, müzayede : mezat
683. artırma, ilave etme : zam
684. artist : sanatçi
685. artma, artım, çoğalış : artiş
686. artma, çoğalma, büyüme : nema
687. arttırma, eksiltme : ihale
688. artvin’in eski adı : livane
689. artvin’in ilçeleri : hopa, arhavi, ardanuç, borçka, murgul, şavşat, yusufeli
690. arz : sunma
691. arzu : dilek, emel, istek
692. arzu etme : dileme, isteme
693. arzu, istek : dilek, emel
694. arzulu : istekli, talip
695. as simgeli element : arsenik
696. asa : baston
697. asab : sinirler
698. asabi : sinirli
699. asabiyet : sinirlilik
700. asalak bir böcek : bit, kene, pire
701. asalet : soyluluk
702. asar : yapitlar
703. asarak öldürme cezası : ip
704. asayiş : güvenlik
705. asetat : saydam
706. asetik asitin tuzu ve esteri : asetat
707. asgari : enaz, minimum
708. asık suratlı, somurtkan kimse : abus
709. asıl : ana, baz, esas, temel
710. asıl addan başka sonradan takılan veya yakıştırılan ad : lakap
711. asırlık : yüzyillik
712. asırlık bir ağaç : çinar
713. asi : başkaldiran, isyanci, isyankar,
714. asi olma durumu, isyan etme : asilik
715. asil : aristokrat, soylu
716. asilik : isyankarlik
717. asimile : soyutlama
718. asit : hamiz
719. asker : çeri
720. asker azığı : tayin
721. asker bıçağı : kasatura
722. asker kemeri : palaska
723. asker paltosu : kaput, parka
724. asker ve askerlikle ilgili : askeriye

725. asker yemeği : karavana
726. askeri bir birlik : alay, bölük, tabur, tugay
727. askerin çarpışma sırasında korunması için yapılan toprak siper : metris
728. askerin su kabı : matara
729. askerin yemek kabı : karavana
730. askerler : erat
731. askerlerin arasına katılmış sivil savaşçı : başibozuk
732. askerlik çağı : esnan
733. askerlikte “yürü” komutu : arş
734. asla : katiyen
735. asla ait olmayıp, kısımlara müteallik olan : feri
736. aslan, at saçı : yele
737. aslına uygun olan, gerçek olan : hakiki
738. aslında, esasında; aslından, temelinden : esasen
739. asma bitinin yol açtığı bağ hastalığı : filoksera
740. asma fasulye gibi sarılgan bitkilerin tutunması için dikilen sırık : herek
741. asma kütüğü : tevek
742. asri : modern
743. ast : madun
744. astarlık kumaş : sof
745. astronomi : gökbilim
746. astronot : uzay adami
747. asude : dingin, sessiz
748. asuman : gökyüzü
749. asur’un başkenti : ninova
750. asvalt’ın ana maddesi : katran
751. asya ile avrupa’yı ayıran sıradağlar : ural
752. asya’da bir ada ülkesi : srilanka
753. asya’da bir göl : aral
754. asya’da bir ülke : irak, nepal, tibet
755. asya’da bir yarımada : kore
756. asya’da sıra dağlar : ural
757. asya’da yüksek sıradağlar : himalaya
758. asya’nın doğusu ve güney doğusuna verilen ad: uzakdoğu
759. asya’nın yüksek dağlarında yaşayan bir tür erkek ceylanın karın derisi altındaki bir bezden çıkarılan güzel kokulu madde :
misk
760. aş : yemek
761. aşağısı dar, yukarısı geniş bir çeşit yeniçeri başlığı : kalafat
762. aşama : etap
763. aşama : kademe, merhale
764. aşama, kademe : basamak
765. aşamalı : dereceli
766. aşamasız asker : er, nefer
767. aşevi : imaret, lokanta
768. aşı boyası : okr
769. aşı yapmak : aşilamak
770. aşık kemiği (eski dil) : kap
771. aşık ve bilye oyunlarında kullanılan içi oyulup kurşun akıtılarak ağırlaştırılmış boyalı kemik : akat
772. aşırı bezginlik ve sızlanma anlatan bir ünlem : elaman
773. aşırı derecede yemek yiyen, pisboğaz : obur
774. aşırı gelişmiş, çok iri yarı : azman
775. aşırı güçlük ve sıkıntı, üzgü : eziyet
776. aşırı sevgi ve bağlılık duygusu : aşk
777. aşina : tanidik
778. aşiret : oymak
779. aşk : sevi
780. aşk tanrısı : eros
781. at alıp satma ya da yetiştirme işi : cambazlik
782. at ayaklığı : nal
783. at simgeli element : astatin
784. at tüyünün rengi : don
785. at üretilen çiftlik : hara
786. at üstündeki matador : pikador
787. at ya da araba uşağı : ispir
788. at yarışı oyunu : ganyan
789. at yarışlarında atların dolaştırılarak meraklılara gösterdikleri iple çevrili özel yer : padok
790. at yavrusu : tay
791. at, aslan gibi bazı hayvanların ensesinde veya boynunda bulunan uzun kıllar : yele
792. at, öküz gibi hayvanların tırnaklarına çakılan demir parçası : nal
793. at, öküz üzerinde durabilme oyunu : rodeo
794. ata : baba, cet, peder
795. ata binmek için kullanılan demir halka : üzengi
796. ata sporumuz : güreş
797. atak : cüretkar
798. atalet : durgunluk, tembellik
799. atama : tayin
800. atar damar : arter
801. atardamarda duyulan kalp atışı : nabiz
802. atardamarın kan pıhtısı ile tıkanması : enfarktüs
803. atasözü : sav
804. atatürk kültür merkezi (kısaca) : akm
805. atatürk’ün doğduğu kent : selanik
806. atatürk’ün kız kardeşi makbule hanımın soyadı : atadan
807. ateş : nar, od
808. ateş renginde : ateşi
809. ateş tutmaya yarayan metal araç : maşa
810. ateşe tapan : mecus
811. ateşkes (eski dil) : mütareke
812. ateşli silahla bir merminin atılmasına veya herhangi bir aracın fırlatılmasına yarayan patlayıcı, katı madde : barut
813. ateşli silahlar kullanılarak yapılan spor : aticilik
814. ateşli silahlarda ateşleme mekanizması : tetik
815. ateşli taraftar : fanatik
816. ateşli, coşkulu : ateşin
817. ateşte kızartılmış taze buğday ya da mısır : ütme
818. atı yönetmek için ağzına takılan demir araç : gem
819. atık : posa
820. atıl : tembel
821. atılgan, gözü pek : acar
822. atılım : hamle
823. atın alnından geçen ve iki kayışla başlığa bağlanan koşum parçası : alinsalik
824. atın başına ve boyuna takılan süsler : oyan
825. atın bir türlü hızlı yürüyüşü : eşkin
826. atın bir yürüyüşü : tiris
827. atın eşkin yürüyüşü : link
828. atın kısa adımlarla hızlı yürüyüşü : tiris
829. atışta hedefi vurma : isabet
830. ati : gelecek, istikbal
831. atik : cüretkar, çalak, çevik
832. atkı : kaşkol
833. atlantiği aşan gemi : transatlantik
834. atların alınlarında bulunan beyaz leke : akitma, sakar
835. atlas : saten
836. atlas gibi parlak, pamuklu kumaş : saten
837. atletizmle uğraşan kimse : atlet
838. atlı : süvari
839. atlı postacı, ulak : tatar
840. atmaca ve doğana benzeyen bir tür yırtıcı kuş : muymul
841. atmosfer tabakası : ozon
842. atol : mercanada
843. atom bombası atılan bir japonya kenti : hiroşima
844. atölye : işlik
845. au simgeli element : altin

846. av : şikar
847. av kuşlarından biri : çil
848. av, av hayvanı : şikar
849. ava alıştırılamayan bir cins doğan : esperi
850. avalim : alemler
851. avanak : enayi
852. avanaklık : enayilik
853. avantaj : üstünlük
854. avare : aylak
855. avcı çantası : celbe
856. avcılar için göl kenarında yapılmış kulübe : becene
857. avcıların av beklemek için taş yığınlarından yaptıkları pusu, evsin : öneze
858. avcının av beklediği yer : özene
859. avı çok olan yer : avlak
860. avlanmayı seven : avci
861. avlu : hayat
862. avrupa atom birliği (kısaca) : eag
863. avrupa ekonomik topluluğu (kısaca) : aet
864. avrupa futbol birliği (kısaca) : uefa
865. avrupa para birimi : euro
866. avrupa topluluğu (kısaca) : at
867. avrupa, asya ve afrika’ya topluca verilen ad : eskidünya
868. avrupa’da bir akarsu : ren
869. avrupa’da bir asalet ünvanı : marki
870. avrupa’da bir başkent : atina, tiran
871. avrupa’da bir dağ keçisi türü : şamua
872. avrupa’da bir nehir : ren, tuna
873. avrupa’da bir ulus : fin, macar, rumen
874. avrupa’da bir yarımada : iber
875. avrupalı : frenk
876. avrupalıların çin devlet memurlarına verdikleri ad : mandarin
877. avuç : apaz
878. avuç içi : aya
879. avuç içi ile sürtme : ayalama
880. avuç içi veya parmak uçlarıyla tutulabilen miktar : tutam
881. avukatlar birliği : baro
882. avukatların meslek kuruluşu : baro
883. avustralya yerlilerine verilen ad : aborijin
884. avustralya’da bir ada : yeni gine
885. avustralya’da yaşayan bir cins devekuşu : emu
886. avustralya’nın başkenti : canberra
887. avustralya’nın para birimi : dolar
888. avustralya’nın uluslar arası plaka işareti : aus
889. avusturya’nın başkenti : viyana
890. avusturya’nın para birimi : şilin
891. ay (eski dil) : mah
892. ay : kamer
893. ay takvimimim 9. ayı : ramazan
894. ay’ın etrafında bazı zamanlarda görülen ışıklı halka, ayla, ağıl : hale
895. ayağa giyilen şeylerde ayak bileğinden baldıra doğru olan bölüm : konç
896. ayağı korumak için giyilen ayak giyeceği, pabuç : ayakkabi
897. ayağı sekili at : alabacak
898. ayağın toparlakça olan alt bölümü : topuk
899. ayağın üst kısmı : bacak
900. ayak (eski dil) : pa
901. ayak : pa, kadem
902. ayak direme : inat
903. ayak direyen : musir
904. ayak ile kalça arası : bacak
905. ayak ve ayak tırnakları bakımı : pedikür
906. ayak, adım : kadem

907. ayakkabı : papuç
908. ayakkabı boyama : lostra
909. ayakkabı çekeceği : kerata
910. ayakkabı kalıbının çapı : lorta
911. ayakkabı yüzü yapımında kullanılan dana derisinden sahtiyan : vidala
912. ayakkabıların altına çakılan çivi : nalça
913. ayakkabıların altına çakılan iri başlı çivi : kabara
914. ayakkabıların üst yüzünün ön tarafında dikişle ayrılan burun bölümü : maskarata
915. ayakkabının saya dikişi : patuma
916. ayakkabının yumuşak olan üst bölümü : saya
917. ayakla vuruş : tekme
918. ayaklı içki kadehi : ayag, eyag, piyale
919. ayaklık : pedal
920. ayakta durmak . dikilmek
921. ayaküstü içki içilen meyhane : bar
922. ayakyolu : abdesthane, hela, hemşa, kabine, kademhane, memişhane, tuvalet, yüznumara
923. ayan : belirgin
924. ayça : hilal, yeniay
925. aydın civarında antik kent : milet
926. aydın’ın ilçeleri : bozdoğan, buharkent, çine, germencik, incirliova, karacasu, karpuzlu, koçarli, köşk, kuşadasi, kuyucak,
nazilli, söke, sultanhisar, yenihisar, yinipazar
927. aydınlatma aracı : fener, mum
928. aydınlatma gereci : lamba
929. aydınlık, parlaklık, nur, ışık : ziya
930. ayıklama : eleme
931. ayılmış olan : ayik
932. ayın çevresindeki ışık halkası, ayla : hale
933. ayın ve kimi yıldızların dolayındaki ışık çevresi : ağil, ayla, hale
934. ayıplama, takbih : kinama
935. aykırı : ters
936. aylak : avare
937. aylandız : kokar ağaç
938. aylık : maaş
939. aylık, aylık olarak : mahiye
940. ayn : göz
941. ayna gibi nesneleri parlatan cila : saykal
942. aynaların arkasına ve kaplama metal eşyanın yüzüne sürülen ince metal tabaka : sir
943. aynaz : bataklik
944. aynı adlı çiçekten elde edilen ispirtolu esans : lavanta
945. aynı ahır adına koşan yarış atlarına verilen ad : eküri
946. aynı amacı güden kişiler arasındaki çekişme, yarışma, yarış : rekabet
947. aynı batında doğan iki kardeş : ikiz
948. aynı çizgi üzerinde olma durumu : hiza
949. aynı düzeyde olan : hemzemin
950. aynı isimde olan : adaş
951. aynı meslekten olanların meydana getirdiği esnaf kuruluşu, esnaf birliği : lonca
952. aynı sırada olan : hiza
953. aynı söz dizinsel bağlam içinde birbirinin yerini alabilecek olan ve güçlü bir karşıtlık bağıntısı kuran öğelerin oluşturduğu
bütün : paradigma
954. aynı tiyatroda çalışan oyuncular topluluğu : trup
955. aynı vatandan olanların birbirlerine göre durumu : vatandaş
956. aynı, eş : ikiz
957. ayrı cinsten : heterogen
958. ayrı tutulmuş : muaf
959. ayrıcalık : iltimas
960. ayrık bacaklı : apalak
961. ayrılırken birbirine selam ve esenlik dileme : veda
962. ayrılırken esenlik dileme : veda
963. ayrılış, ayrılık : firak, veda
964. ayrılma, bırakma : terk
965. ayrıntı : detay

966. ayrıntılı : detayli
967. az : cüzi, ufak, yetersiz
968. az alkollü bir içki : bira
969. az bulunur : nadir
970. az görülen şey : nadiren
971. az miktarda : biraz
972. az olmayan : çok
973. az pişmiş yumurta, rafadan : alakok
974. az simgeli element : azot
975. az soğuk : serin
976. az tavlı toprak : aladarbiz, alatav
977. az tavlı, yarı yaş, yarı kuru olan (toprak) : alatav
978. az yakılmış şeker : karamel
979. az yiyip az uyuma ve sürekli ibadet ederek nefsi terbiye etme : riyazet
980. az, az bulunur : kit
981. aza : üye
982. azade : başiboş, serbest
983. azalık : üyelik
984. azami : maksimum
985. azar : itap, papara, paylama
986. azarlama, başa kakma, serzeniş : takaza
987. azarlama, göz dağı : zilgit
988. azat : saliverme
989. azerbaycanlı, azerbaycan halkından : azeri
990. azeri çalgısı : tar
991. azgın, saldırgan : kuduruk
992. azık : nevale
993. azim, gayret : çaba
994. aziziye tabyası kahramanı : nene hatun
995. azlık, seyreklik : nedret
996. azman bir midye türü : pines
997. azot’un başka bir adı : nitrojen
998. b simgeli element : bor
999. b vitamini eksikliği hastalığı : beriberi
1000. ba simgeli element : baryum
1001. baba : ata, peder
1002. babanın erkek kardeşi : amca
1003. babanın kız kardeşi : hala
1004. babası ölmüş çocuk : yetim
1005. babil’in efsanevi kıraliçesi : samiramis
1006. bacağın alt kısmı : ayak
1007. bacağın orta yeri : diz
1008. bacakların bilekten aşağıda bulunan ve yere basan bölümü : ayak
1009. bacaktaki iki sinir ve bu sinirlerin ağrılı hastalığı : siyatik
1010. bacı : abla, kizkardeş
1011. bade : çağir, mey, şarap
1012. badem : payam
1013. badem şerbeti : somata
1014. bademli kek : pralin
1015. badi : ördek
1016. badigart : goril
1017. bağ budamaya ya da ağaç kesmeye yarar bir tür eğri bıçak : tara
1018. bağ kütüğü : omça
1019. bağ, bağlanılan şey : rabita
1020. bağda omça sırası : baran
1021. bağdaşma : ittifak, uyuşma
1022. bağımlı : tabi
1023. bağımsız büyük il : eyalet
1024. bağıntı : izafet
1025. bağırıp çağırarak, alkışlayıp tempo tutarak yapılan gösteri : tezahürat
1026. bağırsak (eski dil) : ema

1027. bağırsak askısı : masarika
1028. bağırsak şeridi : tenya
1029. bağırsaklar (eski dil) : ema
1030. bağırsaklar : ene
1031. bağırsaklı tutan karın iç zarı : masarika
1032. bağışıklık sisteminin yitirilmesi sendromu (kısaca) : aids
1033. bağışlama : af
1034. bağışlama, bağış : hibe
1035. bağışlamak : affetmek
1036. bağlanarak oluşturulan deste : demet
1037. bağlayan şey, bağ : rabita
1038. bağlı : ilişik, merbut
1039. bağlılık : sadakat
1040. bağnaz : fanatik
1041. bağnazlığı aşırılığa vardıran : yobaz
1042. bahama’nın başkenti : nassau
1043. bahama’nın para birimi : dolar
1044. bahane, ileri sürülen sözde sebep : bahane, mahana
1045. bahar : rebi
1046. baharat satan : aktar
1047. baharatçı : aktar
1048. baharatlı yaprakları yenen bir bitki : tere
1049. baharın müjdecilerinden, ince saplı, parlak kırmızı renkli bir çiçek : gelincik
1050. baharlı bir bitki : roka
1051. bahçe duvarı : çit
1052. bahçe sulamak için açılmış ark : karik
1053. bahçelerde yaşayan, sarmal kabuklu küçük bir hayvan : salyangoz
1054. bahçelerde yazın oturulmak için yapılan, kafes biçiminde, kubbeli, üstü yeşilliklerle sarılan süslü çardak : kameriye,
kerevite
1055. bahreyn’in başkenti : manama
1056. bahreyn’in para birimi : dinar
1057. baht : felek, şans, talih
1058. baht açıklığı : ikbal
1059. bakaç : dürbün
1060. bakan : vekil
1061. bakan, vekil : nazir
1062. bakanlar kurulu : kabine
1063. bakaya : kalintilar
1064. bakı : fal
1065. bakımsız, dağınık pis kimse : paspal
1066. bakır taşı : malakit
1067. bakışım : simetri
1068. baki : kalici
1069. bakla ezmesi : fava
1070. bakla içiyle yapılan zeytinyağlı yemek : fava
1071. bakla ve türleri : bakliyat
1072. bakla yemeği : fava
1073. baklagillerden bir bitki : mercimek
1074. baklagillerden elde edilen ürün : bakliyat
1075. baklagillerden sarımtrak küçük tohumlarından kudret helvasına benzer bir madde elde edilen bir bitki : yandik
1076. bakma, bakış : nazar
1077. bakma, erkete : dikiz
1078. bakma, gözetme : nezaret
1079. bal koymaya yarayan küçük tekne : laza
1080. bal özü : nektar
1081. bal peteği : dalak
1082. bal yapan böcek : ari
1083. bal, yoğurt, yağ gibi şeyleri koymaya yarayan tahta kova : külek
1084. balans : denge
1085. balayı : cicim ayi
1086. balçık : çamur, mil

1087. balı alınmış petek : kavara
1088. balık : mahi
1089. balık ağı türü : ablatya, trol
1090. balık avlama gereci : olta
1091. balık avlamakta ya da odun taşımakta kullanılan büyük kayık : alamana
1092. balık yakalama aracı : ağ, olta
1093. balık yumurtasıyla yapılan meze : tarama
1094. balıkesir ilindeki kaz dağı’nın mitolojik dönemlerdeki adı : ida
1095. balıkesir’de meşhur tarihi bir cami : paşa camii
1096. balıkesir’in ilçeleri : ayvalik, balya, bandirma, bigadiç, burhaniye, dursunbey, edremit, erdek, gömeç, gönen, havran,
ivrindi, kepsut, manyas, marmara, savaştepe, sindirgi, susurluk
1097. balıkesir’in osmanlı devrindeki adı : karesi
1098. balıkla beslenen bir deniz kuşu : karabatak
1099. balıkların akdeniz’den karadeniz’e çıkması : anavasya
1100. balina avcılarının zıpkını fırlatmak için kullandıkları top : obüs
1101. balkabağından çıngırak : marakas
1102. balkan milletlerini inceleyen bilim dalı : balkanoloji
1103. balkanlar’da önemli bir osmanlı şehri : üsküp
1104. balkanlarda bir nehir : tuna
1105. balmumuna batırılmış fitil : şama
1106. balözü : nektar
1107. balta : teber
1108. baltalama : sabotaj
1109. bamyalı arap yemeği : aside
1110. bandaj : lifafe, sargi
1111. bangladeş’in başkenti : dakka
1112. bangladeş’in para birimi : dinar
1113. bani : kurucu
1114. banka faizi veya değerli evrakın geliriyle yaşayan kimse : rantiye
1115. banka temsilcilerinin bir araya gelerek kendileri ya da müşterileri hesabına tahsil etmeleri gereken senet ve çekleri
aralarında değiştirebildikleri yer : takas odasi
1116. banka ve her türlü piyango ikramiyeleri için çekme çekiliş : keşide
1117. bankacılık işlerinin yapıldığı yer : banka
1118. bankada bulunan paranın faiziyle ya da sahibi bulunduğu değerli evrakın geliri ile yaşayan kimse : rantiye
1119. bankada hesabı olanlara gönderilen ödeme ya da çekme makbuzu : avi
1120. bankaya para yatıran kimse : mudi
1121. bant : şerit
1122. baraj : bend, bent
1123. barajlarda fazla suyu akıtmak için yapılan düzen : savak
1124. baran : yağmur
1125. barbados’un başkenti : bridgetown
1126. barbados’un para birimi : dolar
1127. barbar : uygarlaşmamiş
1128. barbut oynanan yer : bitirim
1129. bardağa benzer kap : maşrapa
1130. barındırma : ibate
1131. barış : sulh
1132. bariz : belirgin
1133. bartın’ın ilçeleri : amasra, kurucaşile, ulus
1134. bası : tab
1135. basılı eser : kitap
1136. basımcılıkta harfler ya da satırlar arasındaki açıklık : espas
1137. basımevlerinde harfleri dizen ve satırları blok durumunda düken dizgi makinesi : linotip
1138. basın ve yayın organlarına haber toplayan, bildiren ya da yazan kimse : muhabir
1139. basınç ölçü birimi : milibar
1140. basiret : sağgörü
1141. basit : kolay
1142. basit ekmek yemeği : tirit
1143. basit şekerlerin genel adı : oz
1144. basket atılan yer : pota
1145. baskı kalıbı : matris

1146. baskı, zorbalık, hükmetme : tahakkür
1147. baston : asa
1148. basur : emoroit, hemoroit
1149. baş : kafa, kelle
1150. baş çoban : eke
1151. baş derisini kaplayan kıllar : saç
1152. baş iskeleti : kuru kafa
1153. baş kaldıran, isyan eden : asi
1154. baş kumandan : mir
1155. baş sağlığı dileme : taziye
1156. baş, kafa : ser
1157. baş, kumandan amir : mir
1158. baş, ser : kafa
1159. başa kakma, serzeniş : takaza
1160. başa takılan hükümdarlık alameti : taç
1161. başak sapı : saman
1162. başakçıkları ya da çiçeği saran kabuk : kavuz
1163. başarısız : akim
1164. başarısız kimse : rate
1165. başat : dominant
1166. başgarson : metrdotel
1167. başı su altında tutarak yüzmeyi sağlayan soluk alma borusu : şnorkel
1168. başıboş : azade, serbest
1169. başıboş gezen hayvan sürüsü : örek
1170. başıboş hayvan : yont
1171. başıboş hayvanların salındığı çayırlık : haymana
1172. başın bir bölümü : şakak
1173. başına buyruk hükümdar : otokrat
1174. başından, kökeninden : esasen
1175. başka : diğer, öteki, sair
1176. başka diller ya da lehçeler türetmiş olan dil : anadil
1177. başka yere dikilmek üzere tohumdan yetiştirilen belli büyüklüğü varmamış, sebze veya çiçek : fide
1178. başka, öteki : sair
1179. başkalarına karşı saygılı ve incelikle davranma, incelik, naziklik : nezaket
1180. başkaldıran : asi
1181. başkan : reis
1182. başkası söylüyormuş gibi karnından konuşan kimse : vantrilok
1183. başkası tarafından yapılan zararı ödeme : cereme
1184. başkomutan : serdar
1185. başlangıcı belli olmayan zaman : ezel
1186. başlangıcı olmayan : ezeli
1187. başlangıç : dibace, giriş
1188. başlangıç noktasına dönülen dolaşma, devir : tur
1189. başlangıç, giriş, önsöz : dibace
1190. başlangıçta yer alan : ilk
1191. başlangıçtaki, ilk : birinci
1192. başlıca : asal, esas
1193. başlıca içeceğimiz : su
1194. başlıca, temel niteliğinde olan, esasi : asal
1195. başlık : antet
1196. başlık türü : bone
1197. başlıklı bir çeşit spor ceket : anorak
1198. başörtüsü : eşarp
1199. bataklık : aynaz
1200. bataklık gazı : metan
1201. bataklık ormanlarda yaşayan, antilop türünde bir hayvan : okapi
1202. batan ünlü transatlantik : titanik
1203. batar : zatürre
1204. batı : garp
1205. batı almanya’nın başkenti : bonn
1206. batı anadolu yiğidi : efe

1207. batı anadolu’da bir göl : bafa
1208. batı anadolu’da ki on iki iyon kenti’nin en ünlüsü : efes
1209. batı karadeniz bölgesinde bir tatlı su gölü : abant
1210. batı moğolistan’da yaşayan bit türk topluluğu : naymanlar
1211. batı samoa’nın para birimi : dolar
1212. batı şiirinde bir tür : balad
1213. batı trakya’da türklerin yoğun olarak yaşadığı bir şehir : gümilcine
1214. batı ülkelerinde, vikont ile şövalye arasında soyluluk ünvanı : baron
1215. batı’da bir soyluluk ünvanı : marki
1216. batık nesnelerin yerlerini akustik dalgalarla saptayan cihaz : sonar
1217. batkı : iflas
1218. batman’da bir dağ : raman
1219. batman’ın ilçeleri : beşiri, gercüş, hasankeyf, kozluk, sason
1220. bayağı : adi, aşağilik, banal, siradan
1221. bayağı, kaba biçimde : amiyane
1222. bayağı, sıradan : alalade, banal
1223. bayan : hanim
1224. bayan alt giysisi : etek
1225. bayan giysilerinde etek ucuna doğru genişleyen : evaze
1226. bayan hakim ya da yargıç : hakime
1227. bayan kelimesinin kısa yazılışı : byn
1228. bayburt’un ilçeleri : aydintepe, demirözü
1229. bayındır : abat, imar, mamur
1230. bayındır hale getirme, şenlendirme : imar
1231. bayındırlık : imar
1232. baykuş cinsi : yapalak
1233. baykuşgillerden bir kuş : kukumav
1234. bayrak : alem
1235. bayraktar, sancaktar : alemdar
1236. bayram : id
1237. bayramdan bir gün öncesi : arife
1238. bayramlarda ya da şenliklerde caddelere kurulan süslü kemer : tak
1239. baz : ana, asil, esas, temel
1240. bazı ağaçlardan çıkarılan sıvı madde, akındırık : reçine
1241. bazı belgelere resmiyet kazandıran yarı resmi görevli : noter
1242. bazı bitkilerin kusturucu olarak kullanılan kökü, altınkökü : ipeka
1243. bazı bölgelerde sulamak amacıyla yapılan su yolu : kanal
1244. bazı fazla tuz ya da baz özelliklerini taşıyan madde : bazal
1245. bazı hastalıklar sırasında görülen anlama, duyma ve hareketin büsbütün veya az çok kaybolmasıyla beliren derin dalgınlık
durumu : koma
1246. bazı hayvanları yakalamak için kullanılan hayvanın ayağının değmesiyle işleyen tuzak : kapan
1247. bazı hayvanların ensesinde bulunan uzun kıllar : yele
1248. bazı içkilere katılan bir madde : tonik
1249. bazı işlemlere resmiyet vermekle yükümlü bir tür hukuki görevli : noter
1250. bazı maddelerin arıtıldığı kuruluş, tasfiyehane : rafineri
1251. bazı meyvelerin iç kısmında bulunan sert ve yenmeyen kısmı : eşelek
1252. bazı yarışlarda merhalelerden her biri : etap
1253. bazı yerlerde kadınların boydan boya örtündükleri çarşaf, zar : car
1254. bazı yerlerde kertenkeleye verilen ad : kela
1255. bazı yerlerde para ve bilet yerine kullanılan madeni parça : jeton
1256. bazı yerlerde sicim yerine kullanılmak için, sicim kalınlığında ince ve uzun, esnek deri parçası : sirim
1257. bazı yiyeceklerin bozulmaması için içine konuldukları tuzlu su : salamura
1258. bazı, bazısı : kimi
1259. bazıları uğur sayar : nal
1260. bazuka : roketatar
1261. be simgeli element : berilyum
1262. bebek ağızlığı : emzik
1263. bebek ayakkabısı : patik
1264. bebek dilinde kötü, fena : kaka
1265. bebek için hazırlanan yiyeceklerin genel adı : mama
1266. bebek maması unu : ararot

1267. bebek tekerlemesi : ninni
1268. bebek yatağı : beşik
1269. beceri : hüner, marifet
1270. becerikli, atılgan, ele avuca sığmaz : acar
1271. bedava : beleş, parasiz
1272. beddua : ah, ilenç, ilenit, ilenme, lanet
1273. beddua, kargış : lanet
1274. bedeli peşin değil, sonradan alınmak üzere yapılan satış : veresiye
1275. beden : vücut
1276. beden bilimi : anatomi
1277. beden eğitimi, jimnastik : idman
1278. beden işçisi : amele
1279. beden yapısı, gövde yapısı : anatomi
1280. bedensel özürlü : sakat
1281. beğeni : gusto, zevk
1282. beğenme, değer verme : takdir
1283. bek : savunucu
1284. beka : ölmezlik
1285. bekaret : erdenlik, kizlik
1286. bel ya da sabanın kaldırdığı iri toprak parçası : kesek
1287. belçika’da liman kenti : anvers
1288. belçika’da yaşayan bir halk : flaman
1289. belçika’nın başkenti : brüksel
1290. belçika’nın para birimi : frank
1291. belediye : uray
1292. beleş : bedava, parasiz
1293. belge : vesika
1294. belgit : senet
1295. belirgin : ayan, bariz
1296. belirli aşamalar : etap
1297. belirli bir gayeye yönelik sıkı çalışma ve faaliyet devresi : kampanya
1298. belirli bir günün, olayın bir önceki günü veya ona yakın günler : arefe
1299. belirli bir işi ya da bir hizmeti başarabilecek güçteki en küçük birlik : tim
1300. belirli bir işi yerine getirmek için manyetizma ile kendisine çeşitli işler yaptırılabilen otomatik araç : robot
1301. belirli bir miktardaki para için, bir bankanın yükümlülüğü altında, üçüncü bir kişi yararına bir başka bankada veya
aracısında açtırılan kredi : akreditif
1302. belirli bir topluluğa özgü olan işaret : kokart
1303. belirteç : zarf
1304. belirti : alamet, emare, im, işaret, iz
1305. belirti, iz, ipucu : emare
1306. belirti, nişane, eser : iz
1307. belirtiler : alaim, araz
1308. belize’nin başkenti : belmopen
1309. belli bir bölgede yaşayan hayvanların tümü : direy
1310. belli bir konuya bağlı olmaksızın yapılan konuşma, dereden tepeden, havai : afaki
1311. belli, açık : aleni, ayan
1312. bellini(nin ünlü operası : norma
1313. bembeyaz : apak
1314. ben, özbenlik : ego
1315. bend : baraj
1316. benek : puan
1317. bengisu : abihayat
1318. benin’in para birimi : frank
1319. benlik : kişilik, şahsiyet
1320. benlik, bencillik, egoistlik : enaniyet
1321. benlik, ego : ene
1322. benmerkezci : egosantrik
1323. bent : baraj
1324. benzer, eş : emsal
1325. benzer, türevi : anilin
1326. benzerler : emval

1327. benzerlerinden ayıran özellik : şiar
1328. beraat : aklanma
1329. beraber : ile
1330. beraberinde yağmur getirmeyen güçlü fırtına : urağan
1331. berat : patent
1332. berber : kuaför, perukar
1333. bere anlamında kullanılan tıp terimi : ekimoz
1334. bere, çürük : ezik
1335. bereket, bolluk, verimlilik : feyiz
1336. berk : berk, kati, sert
1337. bermuda’nın başkenti : hamilton
1338. berrak : duru
1339. berraklık : duruluk
1340. besili erkek koyun : koç
1341. besinlerin dokular içinde yanarak vücudun sıcaklık ve enerjisini sağlama değerlerinin ölçüldüğü birim : kalori
1342. bestede kullanılabilecek aynı türden sesler kümesi : skala
1343. besteyi oluşturan temel motif : tem, tema
1344. beş kilometrelik bir uzunluk ölçüsü : fersah
1345. beş renkte dokunmuş çubuklu kumaş : beşparmak
1346. beşere : üstderi
1347. beşeriyet : ademiyat, insaniyet, insanlik
1348. beton : kolon
1349. betona delik açmakta kullanılan sivri uçlu bir alet : murç
1350. betondan dört köşe döşeme taşı : karo
1351. bevliyeci : ürolog
1352. bey söğüdü, sorgun ağacı : ban
1353. bey, reis, baş : mir
1354. beyaz : ak
1355. beyaz etli bir balık : hani
1356. beyaz ışığı çözümlemeden geçiren, renksemez : akromatik
1357. beyaz perde : sinema
1358. beyaz, sert, kolay işlenebilir bir maden : nikel
1359. beyaz, yeşil, mavimsi gri renkte billurlaşmış bir tür kalsiyum karbonat : aragonit
1360. beyazla az miktarda karanın karışmasından oluşan renk : kir
1361. beygirgücü (kısaca) : hp
1362. beyin : dimağ
1363. beyin dalgalarının ölçülmesi : eeg
1364. beyin iltihabı : ansefalit
1365. beyin zerleri iltihabı : menenjit
1366. beylik : miri
1367. beyoğlu’nun eski adı : pera
1368. beyzi : oval, şöbi
1369. beyzi, söbe : oval
1370. bezginlik ve sızlanma anlatan söz : elaman
1371. bhutan’ın başkenti : thimbu
1372. bhutan’ın para birimi : sertum
1373. bıçak bileme gereci : masat
1374. bıçak, kılıç gibi kesici araçların kabı : kin
1375. bıkkınlık anlatır : aman
1376. bıkkınlık ifade eden bir söz : elaman
1377. bıkma, usanma : kina
1378. bıkmak : usanmak
1379. bırakılmış, terk edilmiş : metruk
1380. bırakıt : tereke
1381. bırakma : ayrilma, terk
1382. bi simgeli element : bizmut
1383. biçare : çaresiz, naçar
1384. biçem : biçim, stil, tarz, usul, üslup
1385. biçim : biçem, stil, tarz, usul, üslup
1386. biçim : çizim, şekil, şema
1387. biçimsiz : şekilsiz

1388. bilardo oyununda kullanılan değnek : isteka
1389. bildik, tanıdık : aşina
1390. bildirme yazısı, mesaj : ileti
1391. bilecik’in ilçeleri : bozüyük, gölpazari, inhisar, osmaneli, pazaryeri, söğüt, yenipazar
1392. bilecik’te yetişen bir çeşit beyaz üzüm : beylerce
1393. bileğe takılan halka : bilezik
1394. bilen, bilici : alim
1395. bilerek yapılan : kasti
1396. bilgi : malumat
1397. bilgi edinme, öğrenme : ittila
1398. bilgi, bilim : ilim
1399. bilgiçlik taslayan : ukala
1400. bilgiçlik taslayan kimse : ukela
1401. bilgileri gösteren simgeler dizisi : kod
1402. bilgili, uyanık : agah
1403. bilgin : alim
1404. bilginler : ulema
1405. bilginlere yakışır tarzda, bilgince : alimane
1406. bilgisayar oyunu : atari
1407. bilgisayarda bulunan bellek türlerinden biri : ram
1408. bilgisi çok olan kimse : kirkambar
1409. bilgisiz : cahil
1410. bilici : kahin
1411. bilim veya sanat alanında üstün bilgisi ve yeteneği olan kimse : üstat
1412. bilim ya da sanat dallarında özel ve belirgin yöntem : ekol
1413. bilimsel : ilmi
1414. bilimsel niteliği olan : akademik
1415. bilinç : es, şuur
1416. bilinemezcilik : laedrine
1417. bilinmeyen tarihi anlatır : fi
1418. bilirkişi : ehlihibre, ehlivukuf, eksper
1419. billur : kristal
1420. billurlaşan şeker alındıktan sonra kalan posa : melas
1421. bilme : tanima
1422. bilmediği konularda bilirmiş gibi davranıp, bilgiçlik taslayan kimse : ukala
1423. bin altı yüz dokuz (1609) metre uzunluğundaki ölçü : karamili
1424. bin dans türü : vals
1425. bin engelle karşılaşan su veya hava akıntısının dönerek ve çukurlaşarak yaptığı çevrinti, ters akıntıların oluşturduğu
dönme, burgaç, girdap : anafor
1426. bin gram (kısaca) : gr
1427. bin kilogramlık ağırlık birimi : ton
1428. bin metre (kısaca) : km
1429. bin metre karelik bir alan ölçüsü : dönüm
1430. bin metrekare : dekar
1431. bin ünlem : ah
1432. bin vatlık güç birimi : kilovat
1433. bina : yapi
1434. bina bölümü : kat
1435. bina merdivenlerini bir süre aydınlatacak şekilde ayarlanmış elektrik tesisatı : otomat
1436. bina sahiplik belgesi : tapu
1437. binalar topluluğu : site
1438. binek hayvanı : at
1439. binek hayvanlarının ayaklarına takılan demir parçası : nal
1440. binek hayvanlarının sırtına konulan ve oturmaya yarayan nesne : eyer
1441. bingöl’ün ilçeleri : adakli, genç, karliova, kiği, solhan, yayladere, yedisu
1442. binicilikte atın bayağı yürüyüşüne verilen ad : adeta
1443. binikiyüzseksenüç (1283) gramlık ağırlık ölçüsü birimi : okka
1444. binmeye ayrılmış, binmeye mahsus : binek
1445. binsekizyüzkırksekiz (1848) de izmir’de kurulan fabrikada üretilen, yerli kâğıt : esericedit
1446. bir afrika ülkesi : angola, benin, bostvana, burkina faso, burundi, cabo ver... , cezayir, cibuti, çad, ekvator ginesi, etiyopya,
fas, fildişi kiyisi, gabon, gambia, gana, gine, gine-bissau, güney amerika, kamerun, kenya, komorola., kongo, lesotho, liberya,

libya, madagaskar, mairutus., malavi, mali, misir, moritanya, mozambik, namibia, nijer, nijerya, orta afrika cumhuriyetireunion,
ruanda, sao tome principe.., senegal, seyseller, sierra leone, somali, sudan, svazilant, tanzanya, togo, tunus, uganda, zaire, zambia,
zimbabve,
1447. bir ağacın kurutulmuş yapraklarından elde edilen, el ve saç boyamakta kullanılan bir toz : kina
1448. bir ağaç : çinar, ladin, meşe, selvi,
1449. bir ağırlık birimi : ons
1450. bir alan ölçüsü : dekar
1451. bir alanı üçgenlere bölme işi : nirengi
1452. bir alay işareti : nanik
1453. bir alman tv kanalı : rtl, sat
1454. bir alt giysisi : tayt
1455. bir amaç yolunda bir değer ya da varlıktan vazgeçme : feda
1456. bir amerika ülkesi : (8 adet yok) amerika birleşik devletleri, antigua ve barbuda, arjantin, bahamalar, barbados, belize,
bermuda, bolivya, brezilya, dominik cumhuriyeti, dominika, ekvator, fransiz guyanasi, grenada, grönland, guatemala, guyana,
hollanda antilleri, honduras, jamaika, kanada, kolombiya, kosta rika, martinik, meksika, nikaragua, panama, paraguay, porto riko,
san salvador, st.lucia, surinam, trinidad ve tobago, uadeloupe, uruguay, venezuela,
1457. bir amiral rütbesi : koramiral
1458. bir antilop : urebi
1459. bir aracı tutmaya yarayan bölüm : sap
1460. bir arap yemeği : asude
1461. bir arazi taşıtı : jeep, jip
1462. bir arazinin, bir kara yolunun, bir demir yolu hattının yatay doğrultuya göre yokuş olan bölümü : rampa
1463. bir askeri birlik türü : alay, bölük, tabur, tugay
1464. bir asya ülkesi: afganistan, bahreyn, bangladeş, bhutan, birleşik arap emirlikleri, birmanya, brunei, çin, hindistan, hong
kong, irak, iran, israil, japonya, kampuçya, katar, kibris cumhuriyeti, kore, kuveyt, kuzey kibris türk cumhuriyetilaos, lübnan,
maldivler, malezya, moğolistan, nepal, pakistan, singapur, sovyetler birliği (avrasya), sri lanka, suriye, suudi arabistan, tayland,
tayvan, türkiye (avrasya), umman, ürdün, vietnam, yemen,
1465. bir av köpeği cinsi : barak, tazi
1466. bir avrupa ülkesi : almanya, andorra, arnavutluk, avusturya, belçika, birleşik krallik, bulgaristan, çekoslavakya, danimarka,
finlandiya, fransa, hollanda, ingiltere, irlanda, ispanya, isveç, isviçre, italya, izlanda, liechtenstein, lüksemburg, macaristan, malta,
monako, norveç, polonya, portekiz, romanya, san marino, yugoslavya, yunanistan,
1467. bir ayakkabı : fotin, potin
1468. bir aygıtı belli bir işi yapabilecek duruma getirme : ayarlama
1469. bir aygıtı harekete geçiren düzenek : makine
1470. bir bağımsızlığı olan büyük il : eyalet
1471. bir bağırsak hastalığı : tifo
1472. bir bağlaç : de, ile, iseki, ve, veya,
1473. bir baharat : kekik
1474. bir bakanlık adı : maliye
1475. bir bakteri : basil
1476. bir balık : çipari, fok, ispari, kalkan, kefal, lüfer, mercan, ringa, sinarit, ton,
1477. bir balık ağı : apoş, irip, trol, vinter
1478. bir balık tutma aracı : ağ, zoka
1479. bir balık, lahos : kayanisi
1480. bir balıkçı kayığı : alamana
1481. bir balkan ülkesi : makedonya
1482. bir baraj gölümüz : atatürk, berke, harşit, karakaya, keban,
1483. bir basım makinası : rotatif
1484. bir başlık : bere, takke
1485. bir batında doğan iki kardeş : ikiz
1486. bir bayan ismi : leman
1487. bir baykuş türü : kukumav, yapalak
1488. bir besin : bal, et, un
1489. bir bıçak : çaki, kasatura
1490. bir bıyık : pala
1491. bir bilgisayar oyunu : atari
1492. bir binek hayvanı : at
1493. bir bisküvi : kraker
1494. bir bitki : arpabuğday, çavdar, yulaf
1495. bir borcun belli zamanlarda ödenmesi gerekli olan parçalarından her biri : taksit
1496. bir borsa görevlisi : dealer

1497. bir börek : puf
1498. bir börülce : maş
1499. bir briç terimi : zon
1500. bir burç : akrep, aslan, balik, başak, boğa, ikizlerkoç, kova, oğlak, terazi, yay, yengeç,
1501. bir bütün oluşturduğu düşünülen ikincil nitelikteki ögelerden her biri : detay
1502. bir bütünden kesilmiş ince yassı parça : dilim
1503. bir büyük şişe : damacana
1504. bir caz akımı : rak
1505. bir cetvel : alidat
1506. bir cila : emay
1507. bir cilt hastalığı : mantar
1508. bir cins havyar : tarama
1509. bir cins iri at : kadana
1510. bir cins köpek : kaniş
1511. bir cins küçük zurna : arakiye
1512. bir cins maymun : orangutan, şebek
1513. bir cins şekerleme : akide, karamela
1514. bir cins tüylü av köpeği : barak
1515. bir cismi kaldırmak veya yerinden oynatmakta kullanılan çeşitli aletlere verilen ad : manivela
1516. bir cismin sıcaklığını arttıran fiziki kuvvet : isi
1517. bir cismin üzerindeki kirlilik izi : leke
1518. bir cismin ya da bir gücün biçimini değiştirmeye yarayan alet : röle
1519. bir çağrıyı yerine getirme, bir çağrıya gitme : icabet
1520. bir çalgı : cura, lir, rebap, tef
1521. bir çalgıyı doğru ses vermesi için ayarlama : akort
1522. bir çatı kaplama malzemesi : kiremit
1523. bir çay demleme aracı : semaver
1524. bir çeşit bıçak : kasatura
1525. bir çeşit börülce : maş
1526. bir çeşit füze : roket
1527. bir çeşit ingiliz birası : ale
1528. bir çeşit kabartmalı pamuklu dokuma : pike
1529. bir çeşit papağan : lori
1530. bir çeşit pelte : paluze
1531. bir çeşit peynir : keş
1532. bir çeşit roket : füze
1533. bir çeşit sinek : ivez, üvez
1534. bir çeşit sivilce : akne
1535. bir çeşit tahıl ölçeği : sa
1536. bir çeşit tüfek : karabina
1537. bir çeşit üst elbisesi, kaftan : hilat
1538. bir çeşit venedik altın ekçesine verilen ad : duka
1539. bir çeşit zamk : lak
1540. bir çiçek : hatmi
1541. bir çiçek adı : lale
1542. bir çocuğun davranışlarından ve durumundan sorumlu olan, her bakımdan onunla ilgilenen kimse : veli
1543. bir çocuk oyuncağı : topaç
1544. bir çok kimsenin imzaladığı rapor, mazbata : tutanak
1545. bir çok sıkıntılar çekmiş kimse : çilekeş
1546. bir çöl sürüngeni : skink
1547. bir dağ konutu : şale
1548. bir dakikanın altmışta biri : saniye
1549. bir dans figürü : ekar
1550. bir dantelin kenarına yapılan sıçan dişi süs : piko
1551. bir defada : defaten
1552. bir deniz kuşu : karabatak
1553. bir deniz kuşu : marti
1554. bir deniz taşımacılığı : roro
1555. bir deniz taşıtı : vapur
1556. bir deniz yosunu : lamünarya
1557. bir denize dalma şekli : çivileme

1558. bir denizimiz : ege
1559. bir deri : napa, nubuk, rugan
1560. bir deri hastalığı : ekzama, liken, sedef, zona,
1561. bir destek üzerine oturtulmuş bir tabladan oluşan mobilya : masa
1562. bir deve : hecin
1563. bir devletin deniz kuvvetleri, savaş gemileri : donanma
1564. bir devletin gelir ve giderlerini yöneten kuruluş : maliye
1565. bir devletin yönetim biçimi : rejim
1566. bir devre adını veren çiçek : lale
1567. bir diğerin yerine getirilmesi için yapılır : adak
1568. bir dilbilgisi terimi : edat
1569. bir dilin harflerini tanıtarak okuma öğrenmeyi sağlayan kitap : alfabe
1570. bir dine bağlı öğretiler : tarikat
1571. bir dinin öğrenilmesi gereken inançlarının ve tapınma kurallarının tümü : akait
1572. bir diş türü : azi
1573. bir doğa olayı : sis
1574. bir dolap : etajer
1575. bir domates : banadura
1576. bir dövme aracı : kamçi
1577. bir düşünce anlatan bir ya da birkaç cümlelik söz : ibare
1578. bir düşüncenin başka başka sözlerle yeniden anlatılması : genelleme
1579. bir düşünceyi, bir dileği anlatmakta başvurulan, vücut uzuvlarının hareketiyle ortaya konulan dil unsuru : işaret
1580. bir edebiyat türü : roman
1581. bir ekmek : lavaş
1582. bir ekonomik faaliyet için uzun vadeli para ve sermaye koyma işi : yatirim
1583. bir el işini gerçekleştirmek için özel olarak yapılmış nesne : alet
1584. bir el işini veya mekanik işi gerçekleştirmek üzere özel olarak yapılmış nesne : alet
1585. bir elektrolitteki eksi uç : katot
1586. bir elma : starking
1587. bir erik türü : üryani
1588. bir erkek sesi : bariton
1589. bir eseri çevrildiği dilin, konuşulduğu toplumun yaşayışına, inançlarına uyarlama : adaptasyon
1590. bir et ürünü : pastirma, salam, sosis, sucuk
1591. bir et yemeği : rosto
1592. bir etek boyu : maksi, mini
1593. bir etli ve büyük zeytin : kalamata
1594. bir ev aleti : ütü
1595. bir faiz hesaplama terimi : adat
1596. bir fakültenin yönetiminden sorumlu profesör : dekan
1597. bir ferdin kendine has görünüş, duyuş, düşünüş ve davranışlarının tamamı, şahsi varlık, kişilik : şahsiyet
1598. bir fikri, hükmü veya durumu kabul etmeme, karşı çıkma : itiraz
1599. bir filmin ilk gösterilişi : gala
1600. bir fransız uçağı : mirage
1601. bir füze : roket
1602. bir gaz adı : radon
1603. bir gemi halkası : anele
1604. bir gemici düğümü : alaborina
1605. bir geyik : ren
1606. bir geyik, sığın : alageyik
1607. bir gezegen adı : uranüs
1608. bir gıda maddesi : et
1609. bir görevde karşılıklı yer değiştirme : becayiş
1610. bir görevde temelli olarak : asaleten
1611. bir gösteri sanatı : mim
1612. bir gösterme sıfatı : şu
1613. bir gül türü : yediveren
1614. bir güneş takvimi : rumi
1615. bir güney kore otomobili : kia
1616. bir günün ya da olayın arkasından gelen zaman : erte
1617. bir haber ajansı : aa, ap
1618. bir hadise, bir iş veya fiil sırasında oluşan zarar, ziyan : hasar
1619. bir halife adı : ali
1620. bir hareketi bir mekanizmaya aktaran veya makinelerde hareketin hızını düzgün tutmaya yarayan tekerlek : volas
1621. bir hastalığa birkaç hekimin teşhis koyması işe : konsültasyon
1622. bir hastalık : difteri, kizamik, paratifo
1623. bir hava limanımız : atatürk, dalaman, esenboğa, etimesgut,sabiha gökçen
1624. bir hava taşıtını yönetme : pilotaj
1625. bir hayli iyi, oldukça iyi : iyice
1626. bir hayvan : at, ayi, çakal, çita, domuz, eşek, katir, kedi, köpek, kurt, öküz, rakun, tilki
1627. bir hint kumaşı : rami
1628. bir hükümdarın yönetimi altındaki halk : reaya
1629. bir ısınma aracı : kalorifer, katalitik, soba,
1630. bir ışık demetinin prizmadan geçirilip ayrışmasıyla ortaya çıkan renk kuşağı : tayf
1631. bir ışık kaynağından çıkan ışınların toplandığı nokta : odak
1632. bir iç giysisi : atlet, fanila
1633. bir iç organımız : dalak
1634. bir içecek türü : çay, kola
1635. bir içki : cin, martini, rom,
1636. bir iki yaş arası koyun : şişek
1637. bir iki yaşındaki dişi sığır : düve
1638. bir ilçenin en büyük yönetim görevlisi : kaymakam
1639. bir ile üç yaş arasındaki erkek sığır : tosun
1640. bir ilin en yüksek yönetim görevlisi : vali
1641. bir ilkbahar meyvesi : erik
1642. bir ingiliz birası : ale
1643. bir ingiliz uzunluk ölçüsü : inç
1644. bir ipekli kumaş : abani, diba
1645. bir irmik tatlısı : revani
1646. bir iskambil kumarı : bakara
1647. bir iskambil oyunu : poker, remi, yanik
1648. bir ispanyol dansı : bolero
1649. bir iş için ayrılan belli para, tahsisat : ödenek
1650. bir iş sırasında verilen uzunca ara, dinlenme, istirahat : mola
1651. bir iş ve konu üzerinde kuvvetle duruş, üsteleme, bekinme, ayak direme : israr
1652. bir işaret zamiri : şu
1653. bir işe girişmek, harekete geçmek : başlamak
1654. bir işe olan yatkınlık : meleke
1655. bir işi bir başkasının sorumluluğuna bırakma, ısmarlama, devretme : havale
1656. bir işi taliplisine verme : ihale
1657. bir işi yapabilme gücü, kudret, iktidar : erk
1658. bir işi yapma, yerine getirme : ifa
1659. bir işi yapmaya hazır : amade
1660. bir işi yaptırmak için çok yalvarmak : eletek öpmek
1661. bir işi, birçok istekli arasından en uygun şartlarda kabul edene bırakma : ihale
1662. bir işin doğrusu, gerçek . hakikat
1663. bir işin yapıldığı an, sıra : esna
1664. bir işin yapılması için harcanan beden ve kafa gücü : emek
1665. bir işin yapılması konusunda kanuni engel veya emir : yasak
1666. bir işkence aracı : falaka
1667. bir işletmede ya da ticari bir etkinliğin yerine getirilmesinden elde edilen kazanç : kar
1668. bir işte birlikte bulunanlardan her biri, refik, yaren : arkadaş
1669. bir işte önde gelen kimse : as
1670. bir işte yardımcı olarak çalışan erkek : yamak
1671. bir işte, bir şey meydana getirmede ustalık ve beceriklilik, hüner : maharet
1672. bir işten elde edilen sonuç, semere : verim
1673. bir japon güreşi : sumo
1674. bir japon içkisi : sake
1675. bir kabak çeşidi : bal kabaği, dolma kabak, kara kabak
1676. bir kabartmalı pamuklu dokuma : pike
1677. bir kabileyi meydana getiren, aralarında kan bağı bulunan aileler grubu, sop : klan
1678. bir kadın giysisi : entari
1679. bir kadın pardesüsü : ferace

1680. bir kadının eşi : koca
1681. bir kafkas halkı : abaza
1682. bir kağıt oyunu : konken, fitil
1683. bir kahramanı veya evliyanın olağanüstülükler taşıyan hikayesi : mankibe
1684. bir kaldıraç türü : masura
1685. bir kalsiyum karbonat : aragonit
1686. bir kara taşıtı : otomobil
1687. bir kavun : topatan
1688. bir kement : laso
1689. bir kemik hastalığı : raşitizm
1690. bir keşif gemisi : skavut
1691. bir kır sebzesi : madimak
1692. bir kış giysisi : kazak
1693. bir kış sebzesi : ispanak, lahana, pirasa
1694. bir kıta adı : afrika, amerika, asya, avrupa, avustralya, okyanusya,
1695. bir kızılderili kabilesi : siu
1696. bir kilidi açıp kapamak için kullanılan araç : anahtar
1697. bir kimsenin dini buyruklarını yerine getirmek için yaptıkları : amel
1698. bir kimsenin egemenliğini tanıma : biat
1699. bir kimsenin herhangi bir ücretin bütününden ya da bir bölümünden bağışık tutulduğunu gösteren belge : paso
1700. bir kimsenin kız kardeşinin ya da kadın hısımlarından birinin kocası : enişte
1701. bir kimsenin kusurunu hoş görme, bağışlama : af
1702. bir kimsenin veya bir tüzel kişinin mülkiyeti altında bulunan taşınır veya taşınmaz varlıkların bütünü : mal
1703. bir kimsenin yaşça kendinden büyük olan erkek kardeşi : ağabey
1704. bir kimseyi kötülümü, yerme : zem
1705. bir kimseyi veya bir olayı hatırlatan nesne veya kişi : yadigar
1706. bir kimseyle eğlenme : alay
1707. bir kişi tarafından çalınan ya da söylenen müzik parçası : solo
1708. bir kişi ya da nesneyi benzerlerinden üstün gösteren nitelik : meziyet
1709. bir kişinin sahip bulunduğu büyük arazi, çiftlik, köşk vb. şeyler : malikane
1710. bir kişiyi veya yeri görmeye gitme : ziyaret
1711. bir konu ile ilgili bilgi vermek ve bu bilgiler üzerinde tartışmak amacıyla birkaç yetkilinin yönetimi altında düzenlenen
toplantı : seminer
1712. bir konuda öğretmenin öğrenciye sınıfta belirle bir sürede verdiği bilgi : ders
1713. bir korku türü kahramanı : frankenstein
1714. bir koyun türü : karaman, karayaka, merinos
1715. bir köfte : içli köfte, izmir köfte, kadin budu köfte, kuru köfte, sulu köfte,
1716. bir kömür : linyit
1717. bir köpek : fino
1718. bir köşeden karşı köşeye katlanmış olan : verev
1719. bir kumar : bezik, poker
1720. bir kumar aracı : zar
1721. bir kumaş : kot
1722. bir kumaş cinsi : ipek, lame
1723. bir kuruluşun adının, simge özelliği bulunan, özel olarak hazırlanmış biçimi : logo
1724. bir kuş tüyü : telek
1725. bir küba dansı : habarena
1726. bir küçük manyat ağı : tarlakoz
1727. bir küçük zurna : arakiye
1728. bir kümes hayvanı : kaz
1729. bir kürk hayvanı : as, samur
1730. bir lahana : kara lahana
1731. bir lahana yemeği : kapuska
1732. bir maddenin kimyasal bir tepkimede hiçbir değişikliğe uğramadan tepkimesinin olmasını veya hızının değişmesini
sağlayan etkisi : kataliz
1733. bir makarna : lazanya
1734. bir makyaj malzemesi : rastik
1735. bir mal veya mülkün en fazla verene satılması üzere satışa çıkarılması : mezat
1736. bir mal veya paranın, belirli bir süre içinde emek verilmeden sağladığı gelir : rant
1737. bir malın günlük bedeli : rayiç
1738. bir marangoz aleti : keser, rende

1739. bir masal kuşu : anka
1740. bir masal yaratığı : dev
1741. bir maymun : şebek
1742. bir maymun türü : orangutan, rhesus
1743. bir melek : azrail, cebrail, israfil, mikail
1744. bir mesafe ölçüsü birimi : mil
1745. bir metal karışım : alaşim
1746. bir metale, bir yada birkaç elementin katılması ile elde edilen metal niteliğinde madde : alaşim
1747. bir metnin, doğru, yanlışsız olduğunu belirten ibare : sah
1748. bir meyve : ahududu, ananas, armut, çilek, dut, elma, erik, erik, karpuz, kavun, kayisi, kiraz, nar, nar, şeftali, üzüm, vişne,
yeni dünya,
1749. bir meze türü : tarama
1750. bir mezhep : hambeli, hanefi, maliki, şafi
1751. bir mikroskop camı : lamel
1752. bir mineral yağ : neft, vazelin
1753. bir misk faresi : kalemis
1754. bir muayene için hekime ödenen ücret : vizite
1755. bir mutfak eşyası : tava
1756. bir müzik : rap
1757. bir müzik aleti : kitara
1758. bir müzik terimi : bemol
1759. bir müzik türü : caz
1760. bir nehrimiz : aras, dicle, firat, kizilirmak, susurluk, yeşilirmak,
1761. bir noktanın uzaydaki yerini belirlemeye yarayan öğelerin ortak adı : koordinat
1762. bir nota : do, fa, la, mi, re, si, sol
1763. bir okyanusya ülkesi : avustralya, bati samoda, endonezya, fiji, guam, filipinler, fransiz polinezyasi, kiribati, mikronezya,
nauru, papua yeni gine, solomon adalari, tonga, tuvalu, vanuatu, yeni kaledonya, yeni zelanda,
1764. bir olayı belli bir görüşe göre açıklama : yorum
1765. bir olta takımı : çapari
1766. bir organ : ayak, burun, dil, el, göz, kol, kulak, parmak,
1767. bir orman ağacı : çam, kavak, ladin
1768. bir orta öğretim kurumumuz : lise
1769. bir osmanlı tarihçisi : naima
1770. bir otomobil yarışı : ralli
1771. bir oyun türü : dama, okey
1772. bir oyunda, oyuncunun bir kerede söylediği oldukça uzun konuşma : tirat
1773. bir ölçüde iri : irice
1774. bir örgütün etkin üyesi : militan
1775. bir pamuk türü : akala
1776. bir papağan : lori
1777. bir parçanın sevimli ve cana yakın çalınacağını anlatan müzik terimi : amabile
1778. bir pelte : paluze
1779. bir pembe elmas : roza
1780. bir petrol bölgemiz : raman
1781. bir peygamber : davut, isa, lut, lut, muhammed, musa, nuh, şit, zekeriya,
1782. bir peynir : kaşar, kaşkaval, keş, teleme
1783. bir pirinç yemeği : pilav
1784. bir poker terimi : rest
1785. bir rekoru aynı derece ile tekrarlama : egale
1786. bir rengin açıklık ya da koyuluk derecesi : ton
1787. bir renk : ak, al, ala, bej, beyaz, dumanrengi, füme, gri, gülkurusu, haki, kahverengi, kara, kestanerengi, kirmizi, krem,
lacivert, mavi, mor, nili, pembe, sari, siyah, taba, turuncu, yeşil,
1788. bir resim kopyası : ozalit
1789. bir resmi sulandırılmış renklerle boyama ya da gölgeleme biçimi : lavi
1790. bir roket : füze
1791. bir romatizma ilacı : silisilat
1792. bir rus cipi : lataniva
1793. bir rus kadın adı : nataşa
1794. bir rus otomobili : lada
1795. bir rus uçağı : mig
1796. bir rüzgar : alize, lodos

1797. bir saatlik zamanın altmışta biri : dakika
1798. bir sağlık kurumu : hastane, sağlik ocaği
1799. bir sahne gösterisi : revü
1800. bir sanat dalı : edebiyat, resim, tiyatro
1801. bir sanat eserinde işlenen konu : tema
1802. bir sanatçıya vokal yapan kimse : vokalist
1803. bir savaş aracı : tank
1804. bir savaş gazı : sarin
1805. bir savaş gemisi : firkateyn
1806. bir sayı : üç, on, beş, bin, bir, iki, yüz, alti, dört, elli, kirk, otuz, yedi, dokuz, sekiz, yirmi, altmiş, doksan, milyar, milyon,
seksen, yetmiş, trilyon, katrilyon, kentrilyon
1807. bir sebze : domates, ispanak, kabak, kereviz, lahana, patlican, pirasa,
1808. bir seçimde adaylardan hiçbirinin gerekli oyu sağlayamaması dolayısıyla seçimin sonuçsuz kalması : balotan
1809. bir sedef : arusek
1810. bir senet : bono
1811. bir sesin yarım ton kalınlaştırılacağını gösteren nota işareti : bemol
1812. bir seslenme şekli : bre
1813. bir seslenme ünlemi : hey
1814. bir sıcak iklim meyvesi : hurma
1815. bir sınırdan geçiş izni : lesepase
1816. bir sıvı kabı : şişe, varil
1817. bir sinek : ivez, üvez
1818. bir sivilce : akne
1819. bir sivrisinek : anofel
1820. bir siyaset programında, dayanılan düşünce veya düşüncelerin tümü : platform
1821. bir soru eki : mi
1822. bir soru şekli : kim,ne
1823. bir sözcüğün yerine bir başkasını kullanma biçiminde görülen konuşma bozukluğu : parafazi
1824. bir spor dalı : atletizm, basketbol, dağcilik, kayak, kayak, tenis, voleybol, yüzme,
1825. bir spor dalında sporcuyu eğiten, yetiştiren ve çalıştıran kişi : antrenör
1826. bir spor takımın gözde oyuncusu : as
1827. bir su kabı : kanata
1828. bir su taşıtı : vapur
1829. bir sucuk : salam
1830. bir suçu bağışlama : af
1831. bir süs bitkisi : erguvan, lale
1832. bir süs köpeği türü : kaniş
1833. bir süs ve gölge ağacı : akasya
1834. bir süsleme kağıdı : krepon
1835. bir süt tatlısı : krema
1836. bir şahin : laçin
1837. bir şapka : melon
1838. bir şehri savunan ya da yalnız orada bulunan askeri birlik : garnizon
1839. bir şeker : akide, nane şekeri
1840. bir şekerleme : karamela
1841. bir şekerleme türü : lokum
1842. bir şey ödemeden, para vermeden alınan şey, bedava : caba
1843. bir şey üzerinde yoğunlaşan dikkat : alaka
1844. bir şeyden dolayı : ötürü
1845. bir şeye sahip olmayı, elde etmeyi hak etmiş olan, ehil, müstahak : layik
1846. bir şeye ulaşmayı mümkün kılan yol, vasıta, sebep : vesile
1847. bir şeye ya da bir kimseye mal ederek, dayanarak : izafeten
1848. bir şeyi açma aleti : açacak
1849. bir şeyi duyurmak, tanıtmak için hazırlanan, çoğu resimli duvar ilanı : afiş
1850. bir şeyi güç uygulayarak ileri götürme : itme
1851. bir şeyi halka tanıtmak, beğendirmek ve sürümünü sağlamak için denenen her türlü yol : reklam
1852. bir şeyi içine alma, sığdırma sınırı, kapsama : kapasite
1853. bir şeyi kavramak : anlamak
1854. bir şeyi kuşatma, çerçeveleme, çevirme, kavrama : ihata
1855. bir şeyi meydana getiren elemanlardan her biri, esas, asıl : unsur
1856. bir şeyi önleme, tedavi yolu, deva : çare

1857. bir şeyi unutmamak için parmağa bağlanan iplik : retime
1858. bir şeyi yapma ya da yapmamaya karar verme gücü : irade
1859. bir şeyi, bir yerden bir yere çekerek götürüp getirmeye yarayan halat : varagele
1860. bir şeyin ağırlığı; bir şeyin başka bir yere binen ağırlığı, sıklet : yük
1861. bir şeyin alt bölümü : aşaği
1862. bir şeyin amacına uygun, istenilen düzeyde olup olmadığını anlamak için yapılan deneme : prova
1863. bir şeyin anlattığı, bir işaretin, simgenin ilettiği kavramların tümü : mana
1864. bir şeyin başka bir şey üzerinde bıraktığı iz : etki
1865. bir şeyin bitmesine az kalmak : ramak
1866. bir şeyin düğmesini iliğe geçirmek : iliklemek
1867. bir şeyin elden ele geçmesi : alavere, dalavere
1868. bir şeyin gerçek sebebi gizlenerek ileri sürülen sözde sebep : bahane
1869. bir şeyin gününü, ayını ve yılını belirtir : tarih
1870. bir şeyin içindeki öz, lüp : evin
1871. bir şeyin ilk defa yetiştiği, görüldüğü yer : anavatan
1872. bir şeyin kenarı : uç
1873. bir şeyin nicelik bakımından erişebileceği en son nokta ya da yer : limit
1874. bir şeyin niteliklerini övme : naat
1875. bir şeyin olabilmesi durumu, ihtimal : olasilik
1876. bir şeyin olmasına az kalmak : ramak
1877. bir şeyin oluşmasını sağlama, bir olaya yol açma : sebebiyet
1878. bir şeyin özü, lüp : evin
1879. bir şeyin özünü oluşturan ana öğe, temel : esas
1880. bir şeyin temeli, aslı, kaidesi : esas
1881. bir şeyin tersini söyleyerek alay etme : ironi
1882. bir şeyin tutulacak yeri : sap
1883. bir şeyin vasıflarını, bazı özelliklerini söyleyerek adını buldurma oyunu, muamma : bilmece
1884. bir şeyin yere bakan yanı : alt
1885. bir şeyin yüzünü alevden geçirmek : alazlamak
1886. bir şirket : adi, anonim, komandit, limitet
1887. bir şirket sermayesinin ödenmemiş bölümünün ya da sermaye arttırımında hisseye düşen artışın ödenmesi için ortaklara
yapılan çağrı : apel
1888. bir şirket türü : adi, anonim, komandit, limitet
1889. bir taahhüde girilmesi halinde verilen teminat akçesi, rehin, geçici teminat, teminat : depozito
1890. bir tabanca : nagant
1891. bir tahıl ölçeği : kile, sa
1892. bir tahta ayakkabı : sabo
1893. bir tahta kurusu yumurtası : sirke
1894. bir tane : tek
1895. bir tanzimat şairi : ziya paşa
1896. bir tarafa yatırma, eğme : imale
1897. bir tarım aracı : bel, diren
1898. bir tarım ve arazi taşıtı : traktör
1899. bir tarım zararlısı : kimil
1900. bir taşınmazın üzerindeki mülkiyet hakkını gösteren belge : tapu
1901. bir tatlı su balığı : sazan
1902. bir tatlı türü : künefe, revani
1903. bir tavuk türü : beç
1904. bir tavuk yemeği : şnitzel
1905. bir telgraf gönderme çeşidi : elt
1906. bir tembih sözü : emi
1907. bir teşkilatta faal ve mücadeleci üye : militan
1908. bir tımar aracı : kaşaği
1909. bir ticari ortaklık : limitet
1910. bir ticari şirket türü : anonim
1911. bir tiyatro çeşidi : mim
1912. bir tiyatro oyununda oyuncuların bir kerede söylediği parça : tirat
1913. bir tiyatro, sinema, televizyon ya da radyo eserinin sahnelerini ve akışını gösteren yazılı metin : senaryo
1914. bir toplumun bölümü : kesit
1915. bir toprak : humus, kil, laterit
1916. bir traj bıçağı : jilet

1917. bir tuğla : briket
1918. bir tutam : biraz
1919. bir tutuma, bir görüşe, bir davranışa karşı olma durumu, aykırılık : muhalefet
1920. bir tuzsuz peynir : lor
1921. bir tüfek : karabina
1922. bir tür antilop : urebi
1923. bir tür av köpeği : tazi
1924. bir tür ayakkabı : fotin, potin
1925. bir tür bağımsızlığı olan büyük il : eyalet
1926. bir tür baharat : kekik
1927. bir tür bakteri : basil
1928. bir tür balık : çitari, sinarit
1929. bir tür balık ağı : apoş, vinter
1930. bir tür balıkçı kayığı : alamana
1931. bir tür baskı makinesi : rotatif
1932. bir tür başlık : bere, takke
1933. bir tür baykuş : kukumav
1934. bir tür bıyık : pala
1935. bir tür bisküvi : kraker
1936. bir tür büyük şişe : damacana
1937. bir tür cetvel : alidat
1938. bir tür cila : emay
1939. bir tür çalgı : rebap
1940. bir tür deri : napa, nubuk, rugan
1941. bir tür deri hastalığı : liken
1942. bir tür deve : hecin
1943. bir tür dolap : etajer
1944. bir tür domates : banadura
1945. bir tür ekmek : lavaş
1946. bir tür elma : starking
1947. bir tür erik : üryani
1948. bir tür etli ve büyük zeytin : kalamata
1949. bir tür gemici düğümü : alaborina
1950. bir tür geyik : ren
1951. bir tür geyik, sığın : alageyik
1952. bir tür hint kumaşı : rami
1953. bir tür içecek : kola
1954. bir tür ingiliz birası : ale
1955. bir tür ipek kumaş : abani, diba
1956. bir tür irmik tatlısı : revani
1957. bir tür ispanyol dansı : bolero
1958. bir tür işkence aracı : falaka
1959. bir tür japon güreşi : sumo
1960. bir tür kadın pardesüsü : ferace
1961. bir tür kalsiyum karbonat : aragonit
1962. bir tür kavun : topatan
1963. bir tür kement : laso
1964. bir tür keşif gemisi : skavut
1965. bir tür koyun : karaman, karayaka, merinos
1966. bir tür köfte : içli köfte, izmir köfte, kadin budu köfte, kuru köfte, sulu köfte,
1967. bir tür kömür : linyit
1968. bir tür köpek : fino
1969. bir tür kumar : bezik
1970. bir tür kumaş : kot
1971. bir tür kuş tüyü : telek
1972. bir tür küçük zurna : arakiye
1973. bir tür lahana : karalahana
1974. bir tür makarna : lazanya
1975. bir tür maymun : şebek
1976. bir tür metal karışım : alaşim
1977. bir tür meze : tarama

1978. bir tür mineral yağ : neft, vazelin
1979. bir tür misk faresi : kalemis
1980. bir tür müzik : rap
1981. bir tür olta takımı : çapari
1982. bir tür oyun : okey
1983. bir tür papağan : lori
1984. bir tür pembe elmas : roza
1985. bir tür peynir : kaşar, kaşkaval, keş, teleme,
1986. bir tür resim kopyası : ozalit
1987. bir tür savaş gazı : sarin
1988. bir tür sedef : arusek
1989. bir tür senet : bono
1990. bir tür sıvı kabı : varil
1991. bir tür sivrisinek : anofel
1992. bir tür su kabı : kanata
1993. bir tür sucuk : salam
1994. bir tür süsleme kağıdı : krepon
1995. bir tür şahin : laçin
1996. bir tür şapka : melon
1997. bir tür şeker : akide, nane şekeri
1998. bir tür şekerleme : karamela
1999. bir tür şirket : adi, anonim, limitet
2000. bir tür tabanca : nagant
2001. bir tür tahta ayakkabı : sabo
2002. bir tür tatlı : revani
2003. bir tür telgraf : elt
2004. bir tür ticari ortaklık : limitet
2005. bir tür toprak : humus, kil, laterit
2006. bir tür tuğla : briket
2007. bir tür tuzsuz peynir : lor
2008. bir tür tüfek : karabina
2009. bir tür tv anteni : çanak
2010. bir tür üst giyeceği : kaban
2011. bir tür vapur, istimbot : çatana
2012. bir tür yaban mersini : enir
2013. bir tür yağmurkuşu, sutavuğu : kalinis
2014. bir tür yapay mermer : breş
2015. bir tür yaygı : kilim
2016. bir tür yemek : alinazik
2017. bir tür yumuşak başlık : bone
2018. bir tür yün örgüsü : haraşo
2019. bir tür zamk : lak
2020. bir türk güreşi : karakucak
2021. bir türk içkisi : kimiz
2022. bir tv anteni : çanak
2023. bir uğur simgesi : nal
2024. bir uyarı aracı : çan, zil
2025. bir uzunluk ölçüsü : mil
2026. bir uzvumuz : el
2027. bir ülkede kontenjan sisteminden ithal edilecek malların çeşitlerini ve çeşit oranlarını veya miktarlarını gösteren liste : kota
2028. bir ülkenin dış siyaset işleri, dış işleri : hariciye
2029. bir ülkeye girmek ya da bir ülkeden çıkmak için yetkili makamlardan alınması gerekli izin : vize
2030. bir üst elbisesi, kaftan : hilat
2031. bir üst giyeceği : kaban
2032. bir üzüm türü : emirali, razaki
2033. bir vapur, istimbot : çatana
2034. bir venedik altın ekçesine verilen ad : duka
2035. bir verginin miktarını belirtmek için temel alınan değer : matrah
2036. bir veya daha çok elektron kazanmış veya yitirmiş bir atom veya bir atom grubundan oluşmuş elektrik yüklü parçacık :
iyon
2037. bir vücut sıvısı : ter

2038. bir ya da iki milimlik pli : nervür
2039. bir yaban mersini : enir
2040. bir yabancı uzunluk ölçüsü birimi : mil
2041. bir yağış şekli : dolu, kar
2042. bir yağmurkuşu, sutavuğu : kalinis
2043. bir yapay mermer : breş
2044. bir yapının iç duvar kaplaması : lambri
2045. bir yapının şeklini tasarlayan, plan ve resimlerini yapan meslek sahibi kimse : mimar
2046. bir yapının toprak altında kalan ve yapıya dayanak olan duvar, taban vb. bölümlerinin tümü: temel
2047. bir yapıştırma bantı : seloteyp
2048. bir yarışın belirli uzaklığı kapsayan bölümlerinden her biri : etap
2049. bir yaşından üç yaşına kadar olan tay : güre
2050. bir yaygı : kilim
2051. bir yayın kurumu : trt
2052. bir yayınla birlikte verilen parça : ilave
2053. bir yaz meyvesi : kiraz
2054. bir yemek : alinazik
2055. bir yemek yeme aracı : çatal, kaşik, tabak
2056. bir yer veya işte daha önce bulunmuş olan, eski : selef
2057. bir yerde eskiden beri olagelen davranış şekli : teanül
2058. bir yerde oturan : mukim
2059. bir yerde oturanlar, sakinler : sakine
2060. bir yerde oturma : ikame, ikamet, mukim
2061. bir yerde öteden beri olagelen davranış : teamül
2062. bir yerde toplanan kalabalık halk : ahali
2063. bir yerde toplanıp birikme : birikim
2064. bir yerden başka bir yere ulaştırmak için gemiye alınan eşyanın bütünü : navlun
2065. bir yerden başka yere götürme, taşıma : nakil
2066. bir yerden, bir kimseden zorla alınan para : haraç
2067. bir yerin hava olayları, soğukluk sıcaklık, güneş alma durumu vb. şeylerin genel hali : iklim
2068. bir yetimin veya zihin özürlü kimsenin malını yönetme : vasi
2069. bir yetkinin, bir yasanın, bir kararın yürürlüğü girmesine karşı çıkma hakkı : veto
2070. bir yöne eğilmiş : matuf
2071. bir yumurta yemeği : omlet
2072. bir yumuşak başlık : bone
2073. bir yunan adası : leros, meis, rodos
2074. bir yunan dansı : sirtaki
2075. bir yunan spor kulübü : aek
2076. bir yüce makama ya da kişiye sunulan dilekler ya da bilgiler : maruzat
2077. bir yüksek öğrenim kurumu : üniversite
2078. bir yün örgüsü : haraşo
2079. bir yüzü havlulu kumaş : divitin
2080. bir zaman birimi : ay, saniye
2081. bir zamk : lak
2082. bir zeka oyunu : dama
2083. bira yapmak için çimlendirilip kurutularak hazırlanmış arpa : malt
2084. birbirinden gittikçe uzaklaşan ışınlar, çizgiler : iraksak
2085. birbirine geçme çelik dilimlerden oluşmuş zırh : anim
2086. birbirine göre kardeş çocuklarından her biri : böle
2087. birbirine paralel tutturulmuş iki kütükten yapılmış deniz taşıt aracı : katamaran
2088. birbirini takip eden değişikliklerden her biri, safha : faz
2089. birbirinin aynı olan veya birbirine çok benzeyen iki şeyden her biri, benzer : eş
2090. birbirinin elini tutarak : elele
2091. birçok çeşidi bulunan et yemeği : kebap
2092. birçok ipin örülmesiyle oluşturulan, balıkçılıkta kullanılan halat : yoma
2093. birden ödenerek faizin işlemesine son verilen tahvil : amorti
2094. birdenbire : ani
2095. birdenbire durmak anlamında kullanılır : rap
2096. bire karşı bir : teke tek
2097. birey : fert
2098. biricik, eşi olmayan : tek
Haberci,ulak: KARAKULAK

Haberleşmeye yarayan bir tür süratli vapur: AVİZO

Habeş piskoposlarına verilen ad: EBUNA

Habeş soylusu: RAS

Habeş Yahudi’si: FLAŞA

Hac sırasında kesilen kurban: HEDİ

Hacim,oylum: CİRİM

Haç : ÇARMIH

Hafıza kaybı : AMNEZİ

Hafif esinti: İPİLTİ

Hafif kadifemsi bir görünüş kazandırılmış sığır derisi: NUBUK

Hafif yağmur,serpinti: ÇİLENTİ

Hafif yaralama : HACAMAT

Hafniyum’un simgesi: HF

Haiti kökenli bir dans ve müzik: MAMBO

Haiti kökenli,rumba ve çaça’ya benzeyen bir dans: MAMBO

Haiti plakası: RH

Hak ve adalete uygunluk: NASFET

Hakim,başat,başta gelen: DOMİNANT

Hakkı devretme: TEMLİK

Haksız olarak alınan toprak,mal: ASABALIK

Haksızlık,kıygı: GADR (GADİR)

Hala: BİBİ : ÇİÇE

Halat gibi örülmüş iplik çilesi: TURA

Halat ucu: ÇIMA

Halat yumağı: RODA

Halatların dikişlerinde kullanılan demir veya ağaç kama: KAVELA

Halatta kaymayı önleyen bir düğüm biçimi: KROPİ

Halı dokuma tezgahı: ISDAR

Halı ve jakar dokuma sanayinde çözgü ipliği: KORD

Halı veya kilim dokunan tezgah: ISDAR : ISTAR

Halı,kilim veya bez dokuma tezgahı: HAMA: HANA

Halıcılıkta iplik düğümlerini sıkıştırma topağı: KİRKİT

Halk arasında yaban arısına verilen ad: SARICA

Halk arasında ekini biçilip kaldırılmış tarlaya verilen ad: KOZAN

Halk arasında Eylül ayına verilen ad: VERİMAY

Halk arasında hindiye verilen ad: CULUK

Halk arasında,herkesin söylediğini yapan,iltifat meraklısı kimseye verilen ad: EFELEK

Halk bilgisi: FOLKLOR

Halk dilinde etek anlamında kullanılan sözcük: YEKTE

Halk dilinde abla: MADAMA

Halk dilinde acı pul biber: İSOT : ISIOT

Halk dilinde ağıl: ARKAÇ

Halk dilinde atasözüne verilen ad: ORAÇLAMA

Halk dilinde avare,işe yaramaz: AVARA

Halk dilinde babanın kız kardeşi,hala: EME : EMETİ: BİBİ

Halk dilinde badem: PAYAM

Halk dilinde bahane: MAHNA

Halk dilinde boşboğaz,söz taşıyan: YALAK

Halk dilinde büyük heybe: ARTMAK

Halk dilinde çay demliğine veya küçük güğüme verilen ad: HALASTAR

Halk dilinde çekül sözcüğünün aldığı biçim: ŞAVUL

Halk dilinde çoban köpeği: KARABAŞ

Halk dilinde çuvala verilen ad: KELETE

Halk dilinde dikenlik anlamında kullanılan sözcük: SİYEŞ

Halk dilinde dilsiz: TAT

Halk dilinde ekilmeden bırakılmış tarlaya verilen ad: KEN

Halk dilinde kardeş: KADA

Halk dilinde kemik veremi: AKARCA

Halk dilinde kertenkeleye verilen ad: ELÖPEN

Halk dilinde keser: KERKİ

Halk dilinde kır lalesine veya gelincik çiçeğine verilen ad: PAMPAL

Halk dilinde klitoris,bızır: DILAK

Halk dilinde köylerde hekimlik yapan kimselere verilen ad: OTÇU

Halk dilinde küme,topluluk anlamında kullanılan sözcük: ÇOM

Halk dilinde lor peynirine verilen ad: ÇOMA

Halk dilinde mısır: LAZUT

Halk dilinde mızıkçı,yaygaracı,gürültücü anlamında kullanılan sözcük: KACARA

Halk dilinde minnet: MÜDANA

Halk dilinde mutfağa verilen ad: TAKANA

Halk dilinde otlak: ÖRÜ

Halk dilinde parıltı: IŞILAK

Halk dilinde pestil: BASTIK

Halk dilinde sazlık yer: KOVALIK

Halk dilinde sebze bahçesi: AVAR

Halk dilinde semavere verilen ad: KAVAZ

Halk dilinde semizotuna verilen ad: PİRPİRİK

Halk dilinde serçeye verilen ad: DARICAN

Halk dilinde sincap: ÇEKELEZ

Halk dilinde sperm,meni: ATMIK

Halk dilinde şaka anlamında kullanılan sözcük: HORATA

Halk dilinde şarbon hastalığına verilen ad: YAKMA

Halk dilinde Temmuz ayı: ORAKAYI.

Halk dilinde termometreye verilen ad: I¤¤¤¤¤TE

Halk dilinde yabani tereye verilen ad : ISPATAN

Halk dilinde yanık,yırtık.: YİRİK

Halk dilinde yenge anlamında kullanılan sözcük: BULA

Halk edebiyatında aşk,özlem gibi duygusal konuları işleyen şiir türü: GÜZELLEME

Halk edebiyatında mahlas anlamında kullanılan sözcük: TAPŞIRMA

Halk edebiyatında uyağa verilen ad: AYAK

Halk hekimliğinde gaz söktürücü ve antiseptik olarak kullanılan,aynı zamanda kimi yiyeceklere de katılan bir cins ceviz: MUSKAT

Halk oylaması: REFERANDUM

Halk tarafından sevilme,tutulma: POPÜLARİTE

Halk,topluluk: CUMHUR

Halkalar geçirilerek yapılmış veya zincirden örülmüş zırh: CEBE

Halojenler gurubunun dördüncü ametali olan yalın cisim: İYOT

Halterde kaldırılması gereken alet: BAR

Ham demir madeninin eritildiği büyük ocak,fırın: HADDEHANE

Ham deriden yapılan köylü ayakkabısı: ÇARIK

Ham ile olgun arası: ALASULU

Ham ipeği iplik ve ibrişim durumuna getiren kimse: KAZAZ

Ham ipekten yapılmış astarlık kumaş: SOF

Ham keten rengi: EKRU

Ham olarak yenilen badem,erik,kayısı gibi yemişler: ÇAĞLA

Ham üzüm: KORUK

Hamal semeri: ARKALIK

Hamalların yük taşırken kullandıkları arka yastığı: ARKALIK

Hamam böceği: KAKALAK

Hamam: YUNAK

Hamamda kese yapan erkek: TELLAK

Hamamlarda musluk altında bulunan ve su biriktirmek için kullanılan mermer veya taş tekne: KURNA

Hamle: SAVLET

Hamsi,Sargan gibi küçük balıkları tutmakta kullanılan balık ağı : BARABAT

Hamsigillerden bir balık: TİRSİ

Hamur durumundaki ekmeklerin, fırına atılmadan önce, içine konulduğu oyuk gözlü tahta: BİNİT

Hamur açılırken tezgaha yapışmaması için serpilen un: UĞRA

Hamur açılırken yapışmaması için un serpmek: UĞRALAMAK

Hamur tahtası: SENİT

Hamur teknelerini kazımaya yarayan araç: ISIRAN

Hamuru ovalayarak yapılmış kırıntılarla pişirilen çorba: OVMAÇ

Hamurun fırına verilmeden önce dinlendirildiği , üzerinde bekletildiği tahta: PASA

Hamurun kızgın sac üzerinde pişirilmesiyle yapılan bir tür tatlı: AKITMA

Hanay: AVLU

Hanım,hanımefendi: BANU

Hanigiller familyasından bir balık türü: LAKOZ

Hanigillerden bir balık türü: ORFOZ

Hanigillerden,Akdeniz ve Ege’de yaşayan lezzetli bir balık: LAHOS

Hap: DRAJE

Haraç: BAÇ

Hare.Bir yüzeyde renk dalgalanması sonucu görülen parlaklık: MENEVİŞ

Hareket etmeyen,kımıldamayan,sakin: DİNGİN

Harfler,kısaltmalar kümesi: LOGO

Harfler: HURUFAT

Harita çıkarmaya yarayan bir aygıt: PLANÇETE

Haritacı: KARTOGRAF

Haritasını çıkarmak için bir araziyi üçgenlere bölme işi: NİRENGİ

Harman aktarma ve sap yükleme işlerinde kullanılan tarım aracı.Dirgen.Yaba : ANADUT .

Harman kaldırıldıktan sonra yerde kalan toprak,çöp ve samanla karışık tahıl taneleri: BADAS

Harman yerlerindeki hububat döküntülerini toplayan kişi: AFARACI

Harran ovasında ünlü bir ören yeri: SOGMATAR

Harzemşahların ilk hükümdarı: ANUŞTİGİN

Has ekmek: FRANCALA

Has,mahsus: ÖZE

Hasankeyf ilçesini sular altında bırakacak olan baraj: ILISU

Hasattan sonra tarla veya bahçelerde kalan ürünleri toplama: BAŞAKLAMA

Hasırdan örülmüş kulplu torba: ZEMBİL

Hasırotu,saz,kamış: KOFA

Hasta dinleme aleti: STETESKOP

Hasta: SAYRI : BİMAR

Hastalığın bedene yerleşmesi: RES

Hastalık etkenlerini zararsız duruma getirmek için vücudun çıkardığı madde: ANTİKOR

Hastalık etkenlerini zararsız duruma getirmek için vücudun çıkardığı madde: ANTİKOR

Hastalık nöbeti,kriz: AKSE

Hastalık,dert: ÇOR

Hastalıklar bilimi: PATOLOJİ

Hastalıklar: EMRAZ

Hastalıkların kimyasal maddelerle tedavi yöntemi: KEMOTERAPİ

Hastalıkların nedenini araştıran bilim: ETİYOLOJİ

Hastalıktan sonraki iyileşme: İFAKAT

Hastanelerde perhizsiz hastalara etlisi tatlısıyla verilen tam yemek: ALTIDAN

Hastanın veya yakınlarının,onun daha önce geçirmiş olduğu hastalık ve sağlık durumları hakkında hekime verdiği bilgilerin tümü: ANAMNEZ

Hat sanatında birkaç kağıdın,suları ters yönde olmak üzere üst üste yapıştırılmasıyla elde edilen mukavva: MURAKKA

Hata ,/ hatalı pul: ERÖR

Hatay ili Reyhanlı ilçesinde arkeolojik höyük: AÇANA

Hatay yöresine özgü,cevizli bir hamur tatlısı: KEREBİÇ

Hatay yöresine özgü,yan yana tutturulmuş iki kamış düdükten yapılmış çifte kaval: ARGUN

Hatay’ın Reyhanlı ilçesinde Tel Açana’da denilen ünlü höyük: ALALAH

Hatıra,yadigar: ANDAÇ

Hatırlayan: ANAN

Hava basıncını ve dolayısıyla bir yerin yüksekliğini ölçen alet,basınç ölçer: BAROMETRE

Hava basınç birimi: BAR

Hava korkusu: AEROFOBİ

Hava yutma: AEROFAJİ

Havacı bülteni: NOTAM

Havada oksitlenmeyen bir element: KROM

Havada on milyonda bir oranında bulunan bir asal gaz: KSENON

Havadaki toz taneciklerini ölçmeye yarayan araç: AEROSKOP

Havadar: YELEÇ

Havagazı lambasının ucu: BEK

Havai: YELEME

Havari: APOTR

Havaya fırlatılan bir plakanın vurulması ilkesine dayanan atıcılık dalı: TRAP

Havuca renk veren madde: KAROTEN

Havuç: YEREGEÇEN

Havuç: YEREGEÇEN

Havuz,göl,akarsu,deniz,okyanus gibi sulara ait ekosistemlerin herhangi bir derinliğindeki su tabakalarında,su hareketiyle sürüklenen veya yavaş olarak yüzen,hayvan ve bitkilerden oluşan mikroskobik büyüklükteki organizmalar: PLANKTON

Hawai adalarına özgü gitara benzer dört telli çalgı: UKULELE

Hawai inanışında savaş tanrısı: KU

Hawai’de karşılama veya uğurlama anısı olarak verilen,çiçekten yapılmış kolye: LEY

Hayal: İMGE

Hayat hikayesi: BİYOGRAFİ

Haydut,eşkıya: ŞAKİ

Haylaz,serseri: NABEKAR


Hayvan bilimci: ZOOLOG

Hayvan boyunduruğu: TASMA

Hayvan çulu.ALIK

Hayvan derisinden yapılmış kırbaç: ÇAVUN

Hayvan korkusu: ZOOFOBİ

Hayvan pisliği: TERS

Hayvan postundan başlık: KALPAK

Hayvan vebası: MALKIRAN

Hayvan yavrusu: BALAK

Hayvan,balık,sebze,meyve gibi yiyecekleri,yerinden getirerek toptan satan kimse: MADRABAZ

Hayvanca duygu: BEHİMİ

Hayvanı avcılığa alıştırma: BAV

Hayvanı otlatmak: OTARMAK

Hayvanın bir yanındaki yük: TAY

Hayvanın iki ayağını iple bağlayarak yapılan köstek: DUŞAK

Hayvanlar veya hayvan yaşamı ile ilgili Yunanca öntakı: ZOO

Hayvanlara yedirilen bir çayır bitkisi./Bir tür sümbül: NARDİN

Hayvanları çayıra bağlamaya yarayan kalın ip.Hayvan bağlanan ip: ÖRK

Hayvanları nallayan kimse: NALBANT

Hayvanların beğenmeyerek yemedikleri iri kalbur üstü taneler: İRİNTİ

Hayvanların eskiyen nallarının çivilerini değiştirme işlemi: KAYAR

Hayvanların kemik ve kıkırdak gibi dokularından yada bitkisel yosunlardan elde edilen saydam ve renksiz bir madde: JELATİN

Hayvanların saman,ot,mısır sapı gibi kışlık yiyeceği: ALAF

Hayvanların su içtikleri taş veya ağaçtan oyma kap: YALAK

Hayvanların,özellikle atların alınlarında bulunan ve burunlarına doğru uzanan beyaz leke: AKITMA

Hazır: AMADE: ANIK

Hazreti Muhammed’e yardım eden ve İslamiyet’in yayılmasına hizmet eden kimseler: ENSAR

Hazreti Muhammed’in aile üyelerine verilen ad: ALİABA

Hazreti Ebubekir’in lakabı: ATİKA

Hazreti Muhammed’in hayatını anlatan kitap: SİYER

Hazreti Muhammed’in siyah renkli sancağının adı: UKBA

Hecelerin uzunluk ve kısalık,kapalılık yada açıklık değerlerine göre türlü ses kalıplarından oluşan Divan Edebiyatı nazım ölçüsü: ARUZ

Hediye verilen levha: ŞİLT

Hediye,bahşiş: ATİYYE

Hekim,otacı: DİRGER

Hekimlik taslama: OLÇUM

Hekimlikte iştah açıcı olarak kullanılan bir bitki: KANTİYANE

Hekimlikte kullanılan,sütleğengillerden bir bitkinin verdiği zamk ve özsu: TIGALA

Hektar: HA

Hele,özellikle: BAHUSUS

Hem ısıtmaya,hem de üzerinde yemek pişirmeye yarayan büyük mutfak sobası: KUZİNE

Henüz mayalanmamış üzüm suyu: ŞIRA

Henüz olgunlaşmamış ekşi üzüm: KORUK

Her biri başka perdede bir sıra kamış düdük,musikar: MISKAL

Her dizenin ilk harfi yukarıdan aşağıya doğru okununca ortaya bir söz çıkacak biçimde düzenlenmiş manzume: AKROSTİŞ

Her iki küreği bir kişi tarafından çekilen ve birden üç çifteye kadar küreği bulunan savaş gemisi filikası: PATALYA

Her şeyin evveli,tazesi,turfanda: REYAN

Her tür organik yağa verilen ad: LİPİT

Her tür organik yağa verilen ad: LİPİT

Her türlü gösteriş ve dünya kaygılarından uzak kalmayı öğütleyen Sünni tarikatı: MELAMİLİK

Her yanı görmeye elverişli,camlı çatı katı veya taraça,kule: CİHANNÜMA

Her yiyeceğe canı çeken: EKTİ

Her zaman olduğu gibi: BERMUTAT

Her zaman: DAİMA

Herek: İSPALYA

Herhangi bir kişinin, malın yada durumun niteliklerini öğrenmek için toplanan bilgi: RANSEYMAN

Herhangi bir değerli taş yada metali sabitleştirmekte kullanılan yapışkan madde: ROKELA

Herhangi bir eserin tanıtılması,okunması,yorumlanması veya bir sanatçıyı anma amacıyla düzenlenen toplantı: MATİNE

Herhangi bir nedenle armağan kabul edenin vermek zorunda olduğu karşılık: AVİYET

Herkes tarafından kabul edilebilecek bir temele bağlanamayıp yalnız bir kişinin kendi kanısına dayanan: İNDİ

Hesap defteri: EVAR

Hesap sahiplerine bankaca gönderilen mektup: AVİ

Hesap ve kumanda işlerini gerçekleştirmeye yarayan elektronik devre: MATRİS

Heyecan veren edebi üslup. Dokunaklı,etkili: PATETİK

Heyelan: KAYŞA

Heykel,abide anlamında yerel sözcük: ANAK

Heykel,sütun gibi şeylerin üstüne konulduğu parça,ayak,taban: DURAÇ

Hıristiyan sanatında ellerini kaldırmış dua eder durumda canlandırılmış insan figürüne verilen ad: ORANS

Hıristiyan bayramı: YORTU

Hıristiyan beyi: TEKFUR

Hıristiyan sanatında ölü İsa’nın vücudunu kollarında tutan Meryem betimlemesi: PİETA

Hıristiyan sanatında,Meryem Ana ile çocuk İsa’yı gösteren heykel veya resim: MADONNA

Hıristiyan ve Musevilerde gelinin güveye verdiği para veya mal: DRAHOMA

Hıristiyanların büyük perhize girmek üzere bulundukları günler: APUKURYA

Hıristiyanlıkta ermiş: AZİZ

Hıristiyanlıkta kilise tarafından verilen cemaatten kovma cezası: AFOROZ

Hıristiyanlıkta kilise tarafından verilen cemaatten kovma cezası: AFOROZ

Hıristiyanlıkta küçük kilise yapısı veya büyük bir kilisenin içinde bir azize adanmış ibadet yeri: ŞAPEL

Hıristiyanlıkta,ilk günahı silmek ve Hıristiyanlaştırmak amacıyla yapılan kutsal işlem: VAFTİZ

Hırsızlık yapma şeklinde beliren hastalık: KLEPTOMANİ

Hırslı: MUHTERİS

Hırvatistan ve Slovakya’da bir kont tarafından yönetilen toprağa verilen ad: ZUPA

Hız ve manevra yeteneği bakımından üstün niteliklere sahip küçük savaş gemisi,muhrip: DESTROYER

Hızı saatte 120 km’yi geçen çok şiddetli ,yağmur getirmeyen fırtına: URAGAN

Hızla dönen rüzgarların oluşturduğu şiddetli siklon fırtınası: TORNADA

Hicri takvimde 22 Aralık 31 Ocak arası.Kırk günlük kış dönemi: ERBAİN

Hiç görülmemiş,alışılmamış,şaşılacak veya yadırganacak şey.Ucube: ACİBE

Hiçbir heyecan yada zihin etkisiyle uyarılmayan ruh dinginliği: ATARAKSİYA

Hiçbir koşula bağlı olmayan,istediği gibi davranabilen: ERKİN

Hikaye,fıkra: KISSA

Hilal: AYÇA

Hile,düzen: DEK: AL

Hileci: DEKBAZ

Hilekar: AYYAR

Himalaya dağlarında doruk: APİ

Himalayalar’da yaşadığına inanılan “kar adam”a verilen ad: YETİ

Hindistan kökenli evcil bir sığır türü: ZEBU

Hindistan plakası: İND

Hindistan Prensesi .Raca karısı: RANİ

Hindistan Prensi: RACA

Hindistan ve Endonezya’da yetişen,kabuğundan kinin çıkarılan bir ağaç: KINAKINA

Hindistan ve Malezya ormanlarında yaşayan ilkel maymun: LORİS

Hindistan yarımadasında yaşayan kuyruksuz,çok uzun kollu maymunların ortak adı: JİBON

Hindistan’a özgü,güreşle ragbinin karışımı olan bir spor: KABADDİ

Hindistan’da bitkisel elyafla dokunan bir cins tafta: DARİDAS

Hindistan’da Ekber döneminde büyük eyaletlere verilen ad: SUBA

Hindistan’da kastlar halinde değil de kabileler halinde örgütlenmiş ve kültürleri Hindu olmayan yerli halk: ADİVASİ

Hindistan’da kocasının cesediyle birlikte ateşe atılan ve ermiş sayılan kadın: SATİ

Hindistan’da yetişen bir ağaç: RİTA

Hindistan’da yetişen bir bitki: HALİLE

Hindistan’da yetişen tırmanıcı bir karabiber ağacı: BETEL

Hindistan’da, bir din büyüğünün çevresinde toplananların birlikte oturup eğitildikleri yer : AKRAMA

Hindistan’ın güneyinde konuşulan bir dil: DRAVİD

Hindistan’ın para birimi: RUPİ

Hinduizm,Budizm ve Caynacılığın bazı mezheplerinde Batıni (içrek) uygulamaları konu alan çok sayıda metnin ortak adı: TANTRA

Hinduizm’de servet ve iyi talih tanrıçası: LAKŞMİ

Hinduizm’in temel ilkesi olan,hiçbir varlığı incitmeme erdemi: AHİMSA

Hinduizmin en büyük tanrılarından biri: ŞİVA

Hinduların kutsal kitabı: VEDA

Hint bademi: KAKAO

Hint edebiyatında bir çeşit epik dram: NATAKA

Hint İran dil grubuna verilen ad: ARİ

Hint irmiği: SAGU

Hint kenevirinden çıkarılan esrara eskiden verilen ad: HAŞİŞ

Hint kertenkelesi: İGUANA

Hint mitolojisinde ayin içkisinin elde edildiği bitkiyi kutsallaştırma: SOMA

Hint mitolojisinde fırtına ve yağmur tanrısı. Hindistan’da Veda tanrılarının en büyüğüne verilen ad: İNDRA

Hint mitolojisinde ilk insan: MANU

Hint müziğine özgü telli bir çalgı: VİNA

Hint müziğine özgü telli bir çalgı: SARANGİ

Hint müziğine özgü yaylı bir çalgı: SARANGİ

Hint okyanusunda denizaltı dağı: OB

Hint safranı: ZERDEÇAL

Hint sülünü: ALE

Hint tanrısı: RAMA : AGNİ

Hintlilerin,bağlı oldukları tarikatı belirtmek için kül veya renkli tozla alınlarına çizdikleri işaretlere verilen ad: TİLAKA

Hiperaktif çocukları sakinleştirmede kullanılan ilaç: RİTALİN

Hipotez,faraziye: VARSAYIM

Hiroşima’da atomdan sağ kurtulanlar: HİBAKUŞA

Hisse senedi,tahvil,yabancı para gibi değerli kağıtları daha karlı görülen başka kağıtlarla değiştirme işi: ARBİTRAJ

Hisse senedi: ESHAM

Hitabet sanatı: RETORİK

Hitit mitolojisinde gökyüzü krallığının ilk yöneticisi: ALALU

Hititlerde arazi fiyatlarının saptanmasında kullanılan bir ölçü birimi: İKU

Hititlerin Anadolu da yerleştikleri ilk kent olan ve günümüzde Kültepe olarak adlandırılan yer: NEŞA

Hititlerin akıl ve bilgelik tanrısı: AYA

Hizip: KLİK

Hizmet belgesi: BONSERVİS

Hizmet eden.Sadık,dost: HADİM

Hokkabazların kullandıkları tahta maşa: ŞAKŞAK

Hollanda’nın para birimi: FLORİN

Honduras’ın para birimi: LEMPİRA

Hong Kong’un plakası: HK

Hor görmek: KARAMAK

Hor görülen,aşağılanan: ZELİL

Horoz tepeliği,köşe-kenar-uç: İBİK

Horozun en gösterişli tüyü.ÇIĞA

Hortlak: CAZU

Hoş kokulu: ITRİ

Hoşgörü: TOLERANS

Hoşlanarak bakma: TEMAŞA

Hud Peygamber döneminde Hicaz’da oturan,kötü ahlakları nedeniyle yok oldukları rivayet edilen,Kutsal Kitap’ta adı geçen bir kavim: AMALİKA

Hukuk: TÜZE

Hukukta bir mülk üzerindeki ortaklığı giderme: İZALEİŞÜYU

Huni biçiminde çukur yer.İç bükey: OBRUK

Hurma dalı veya kamıştan yapılan iki yanı kulplu meyve sepeti: KAVSARA

Huysuz atları yola getirmek için dudaklarına takılan tahta kıskaç: YAVAŞA: EGEN

Huysuz şirret kadın: CADALOZ

Huzur,erinç : DİRLİK

Hücre çekirdeğinde bulunan ve kromatin tanelerini taşıyan ağ biçimindeki ipliksi yapı: LİNİN

Hücre bölünmesi yoluyla gerçekleşen hücre çoğalması: MİTOZ

Hücre sitoplazmasında oluşan cansız yapı: KOFUL

Hücre: GÖZE

Hücrebilim: SİTOLOJİ

Hükümdar ve hükümdar ailesi mensuplarına verilen ad: İLİG

Hükümdarın,bütün siyasal kudreti elinde bulundurduğu yönetim biçimi: OTOKRASİ

Hükümler: AHKAM

Hükümsüz: BATIL

Hüngür hüngür anlamında bir söz: ZARİZARİ

Hünnap,iğde gibi zeytinimsi meyve: UTME

Hünnapgillerden,hekimlikte ve boyacılıkta kullanılan bir bitki cinsi,güvemeriği: AKDİKEN 
Irak’ın Musul kenti yakınında Yezidiler tarafından kutsal sayılan vadi: LALES

ırında ekmek,börek,çörek çevirmeye yarayan bir tür kürek: ISIRAN

Irkçılık: RASİZM

Irmak ile dere arası büyüklükte akarsu: ÇAY

Irmak veya dere suyunun hızlı aktığı yer: AKANAK

Irmaklarda işleyen bir çeşit altı düz tekne: PELEME : TOMBAZ

Irmaklarda ve sığ sularda yük taşımakta kullanılan bir tür tekne: LİMBO

Isı derecesi,sıcaklık: SUHUNET

Isı yükselişi: CEMRE

Isıl: TERMİK

Isırgın: İSİLİK

Iskarta mal: MARDA

Ispanak,pancar gibi sebzelerle pirinç ve bulgur karıştırılarak yapılan bir yemek: ÇİLEME


Ispanakgillerden yaprakları etli bir bitki: IŞTIR

Isparta ilinde,doğal değerlerin korunması amacıyla ulusal park kapsamına alınan göl: KOVADA

Isparta kentinin eski adı: HAMİDABAD

Isparta yakınında,1991’de tabiat parkı kapsamına alınan krater gölü: GÖLCÜK

Isparta yöresinde yetişen ve iyi bir sofra şarabı elde edilen üzüm cinsi: ALGEMRE

Issız yolda hırsızlık: KARMANYOLA

Işık ölçer: POZOMETRE

Işık yoğunluğu birimi.mum: KANDELA

Işık: ŞAVK

Işıklar,nurlar: NİRAN

Işıklı,nurlu: NURANİ

Işın demeti: HUZME

Işınbilim: RADYOLOJİ

Işınım dozu birimi: REM

Izgara: GRİL 
İbadet.Allah’ın buyruklarına uyma: TAAT

İbni Sina’ya batıda verilen isim: AVİCENNA

İbrahim Peygamberin babasının adı: AZER

İbrani alfabesinin ilk harfi: ALEF

İbrani rahiplerinin dinsel törenlerde giydikleri giysi: EFOD

İbranice v Aramcayla birlikte Yahudilerin üç temel yazı dilinden biri: YİDDİŞ

İç Anadolu’da bir göl: EBER

İç Anadolu’da volkanik bir göl: MEKE

İç bükey,konkav,obruk: MUKAAR

İç donu: TUMAN

İç duvar: CIDAR

İç etek: JÜPON

İç güdü: İNSİYAK

İç içe mineral kabuklardan oluşan balık yumurtası biçiminde kalker,ovelit: PERİDOT

İç içe mineral kabuklardan oluşan balık yumurtası biçiminde kalker: OVOLİT

İç kulakta kemik dolambacın orta bölümü: DALIZ

İç sıkıntısı: AFAKAN : İLİNTİ

İç yüz,sır: BATIN

İçe kapanıklılık: OTİZM

İçel’in Silifke ilçesinde bir antik kent ,: URA

İçi kaloit veya yağ gibi sıvı veya yarı sıvı bir madde ile dolu patolojik torba: KİST

İçi kremalı,üzeri çikolata kaplı pasta: EKLER

İçi pamuk yada yün vatka ile doldurularak dikilmiş,döşemelik veya giyim eşyası yapımında kullanılan kumaş: KAPİTONE

İçimi hoş ve tatlı su: ZÜLAL

İçinde cinsel konularla ilgili açık saçık yazıların,resimlerin bulunduğu eser: BAHNAME

İçinde diri balık saklanan denizden ayrılmış havuz: LİVAR

İçinde fosil bulunmayan toprak: AZOİK

İçinde gemi yapılan veya onarılan üstü örtülü büyük havuz: DOK

İçinde yağ yakılan toprak kandil: PESÜS

İçine çamaşır,elbise gibi şeyler koyup sarmaya yarayan bez veya kumaş: BOHÇA

İçine demir çubuklardan kafes konulmuş beton: BETONARME

İçine doğduğu gibi söylenerek,doğaçlama: İRTİCALEN

İçine hardal katılarak yapılan üzüm şırası: HARDALİYE

İçine kor kömür doldurulan , açık havada ısınmaya yarayan ayaklı ve delikli madeni kaba verilen ad : BRASERO

İçine mendil,gecelik gibi şeylerin konulduğu kumaş bohça: ŞASE

İçine pekmez,peynir,yağ vs konulan yada yayık olarak kullanılan deri tulum: TULUK

İçine pişirilmiş kuş başı et ve sebze konularak hazırlanan bir tür börek: TALAŞKEBABI

İçine soğan,sarımsak,maydanoz ve havuç gibi şeyler katılarak zeytinyağıyla pişirilen ve soğuk olarak servisi yapılan yemek: PİLAKİ

İçine su biriken doğal çukur: OBRUK

İçine yalnız kürek çekenin girebildiği uzun ve dar yarış kayığı: SKİF

İçitim: ZERK

İçki bardağı: PİYALE

İçki içerken birinin şerefine,sağlığına kadeh tokuşturulması: TOKA

İçki mahzeni: KAV

İçki meclisi: BEZM

İçki sunanlara verilen ad: SAKİ

İçki veya uyku sersemliği: HUMAR

İçki: AYŞ : İŞRET

İçkiye düşkün,içkici,ayyaş: BEKRİ

İçli,acıklı şiir: ELEJİ

İçmeye veya tanrıların onuruna yere şarap dökmeye yarayan,ortası bombeli,ayaksız,az derin,geniş ağızlı kap: PATERA

İçten çürümüş ağaç : ARDAK.

İdam mahkumlarının asıldığı ağaç: DAR

İdare kandili: İLİKMEN

İdare,yönetim: ZİMAM

İdrar kesesi iltihabı: SİSTİT

İdrar yolları hastalıkları,üroloji: BEVLİYE

İdrarını yapamama şeklinde ağır bir böbrek rahatsızlığı belirtisi,İdrarın kesilmesi: ANÜRİ

İftihar etme,öğünme: ULVAN

İğ : EĞİRMEN

İğne deliği: YURDU

İğne korkusu: BELONOFOBİ

İğne yaprakları yaz kış yeşil olan bir orman ve süs bitkisi: PORSUK

İğneye yol açmak için kullanılan,çelikten,ince ve sivri uçlu bir alet: BİZ

İğrenme,tiksinme: KERAHET

İhtiyaçları devletçe karşılanan onbaşı ve çavuş rütbesindeki asker: ERBAŞ

İhtiyar kimse: PİRİFANİ

İki gövdeli (birbirine paralel tutturulmuş iki kütükten yapılmış) deniz taşıt aracına verilen ad: KATAMARAN

İki akarsuyun birleştiği yer: KOYAR

İki anlamı olan bir sözcüğün akla en az gelen anlamının amaçlanarak kullanılması ve anlamı güçlendirme sanatına verilen ad: İHAM

İki atlı kızak: ZANKA

İki ayrı ırktan gelme: LETİS

İki bağlantı parçasını birbirine yakın olarak eklemekte kullanılan özel parça: NİPEL

İki çenetli yumuşakça: ARCA

İki dağ arasındaki sırt: SENİR

İki dağ yamacının kesişmesi ile oluşmuş dere yatağı: ÇATAK

İki denizi ayıran dar kara parçası veya dünya ile ahret arasındaki yer: BERZAH

İki direkli yelkenli bir gemi: USKUNA

İki direkli,seren yelkenli,birkaç top taşıyan gemi: BRİK

İki dörtlü ve iki üçlüden oluşan,on dört dizeli bir Batı şiir türü: SONE

İki gemi veya gemi ile kıyı arasında haberleşmede kullanılan üç kollu işaret sütunu: SEMAFOR

İki kaş arası: BELCE

İki kişi tarafından yönetilen bir çeşit yelkenli: PİRAT

İki kişilik,alçak,oldukça geniş koltuk: MARKİZ

İki kişilik,sportif amaçlı bir tür küçük yelkenli: PİRAT

İki kulplu ve küfe biçimindeki büyük sepete halk dilinde verilen ad: KELET : KELETER

İki olay arasındaki süre: FETRET

İki peygamber veya padişah arasında peygambersiz veya padişahsız geçen süre: FETRET

İki renkten oluşan: YANAL

İki sıra kürekli Antikçağ Roma teknesi: BİREMİS

İki tarla arasındaki sınır: AN

İki ucu açık küçük boru.ZIVANA

İki ucuna birer kişi oturup,karşılıklı olarak havada yükselip inerek eğlenmeyi sağlayan,ortasından bir yere dayalı tahta kalas: TAHTEREVALLİ

İki veya daha çok katlı ev: HANAY

İki veya üç telli bir saz türü: CURA

İki veya üç yaşındaki erkek koyun: ÖVEÇ

İki yanı ağaçlıklı yol: ALE

İki yaşına girmiş manda: EVERE

İki yataklı karyola: RANZA

İki yönlü bir dalgalı akımı,bir yönlü doğru akıma çevirmeye yarayan aygıt: REDRESÖR

İki yüzlü,riyakar: MÜRAİ

İki,üç veya dört kişi arasında oynanan bir tür iskambil oyunu: PİKET

İkilem: DİLEMMA : KIYASI MUKASSİM

İkinci Abdülhamit’in Selanik’e sürgüne gönderildiği köşkün adı: ALATİNİ

İkinci Bayezit’in şiirlerinde kullandığı mahlas : ADLİ

İkinci çağın yaklaşık 45 milyon yıllık dönemi: TRİYAS

İkinci Dünya Savaşı sırasında ABD’li erlere verilen ad: Gİ

İkinci Dünya Savaşında ABD erlerine verilen ad: Gİ

İkinci kez evlenen kadının beraberinde götürdüğü çocuklar: TAYGELDİ

İkinci Mahmut devrinde feslerin tepesine püskülü tutturmak için takılan metal tepelik: FERAHİ

İkinci Mahmut döneminde,yeniçeri ocağı kaldırıldıktan sonra kurulan yeni ordunun adı: ASAKİRİMANSURE

İkinci: SANİ

İkisi dikili,üçüncüsü de bunların üzerine kapak gibi yatırılmış üç büyük taştan oluşturulmuş taş devri mezarı: DOLMEN

İkiyüzelli kiloluk bir ağırlık birimi: ÇEKİ

İklimbilim: METEOROLOJİ : KLİMATOLOJİ

İknalar tarafından kullanılan ve iplerin üstüne atılmış her düğümün rengine göre bir anlamı olan düğüm-yazı: KİPU

İlaç bilimi: FARMAKOLOJİ

İlaç kullanmadan,yalnız ısı yardımıyla aygıt ve pansuman gereçleri gibi şeyleri mikropsuzlaştırma işi: ASEPSİ

İlaç tedavisi: KEMOTERAPİ

İlaç,çare,deva: EM

İlaçların formüllerini gösteren resmi kitap: KODEKS

İlahi duyuru: VAHİY

İlahiyat: TEOLOJİ

İleri atılmış,ortaya çıkarılmış: LANSE

İletim: KONVEKSİYON

İletişim dizgesi birliği: LİNK

İletki: MİNKALE

İlgi eki: Kİ

İlgisiz: BİGANE

İlhan Selçuk ve Turhan Selçuk tarafından 1952’de çıkarılan siyasi mizah dergisinin adı: KIRKBİRBUÇUK

İlhanlılarda ordu müfettişine verilen ad: YASAVUL

İlişik: MERBUT

İlk çağdaki uygarlıkla ilgili olan: ANTİK

İlk doğan çocuk: BEŞE

İlk İncil’in yazarı sayılan, İsa’nın on iki havarisinden biri: MATTA

İlk insanlar tarafından yapıldığı sanılan en eski aletlere verilen ad: EOLİT

İlk kez Hindistan’da dokunan,yumuşak ve hafif bir çeşit ipekli kumaş: SÜRA

İlkbaharda kırlarda yetişen,ufak yeşil yapraklı,ıspanak gibi yenilen bir bitki: MADIMAK

İlkel benlik: İD

İlkel: PRİMİTİF

İlmekli bir tür sarma işi ve bununla yapılmış işleme: RİŞLİYÖ

İmkansız: MUHAL

İmren: GIPTA

İnanç ve bilgiyi kiliseyle,özellikle Aristoteles’in bilimsel sistemini uyumlu bir biçimde birleştirmeye çalışan Ortaçağ felsefesi: SKOLASTİK

İnandıran,ikna eden: MUKNİ

İnanılan kimse: İNAL

İnanma,güvenme: İTMİNAN

İnanmış,emin olan: MUTMAİN

İnatçı,ayak direyen: . ANUT

İnce alay: İRONİ

İnce bağırsağın bir yada birkaç bölümünün kronik iltihabı: İLEİT

İnce bağırsak iltihabı: ANTERİT

İnce dövülmüş tavuk eti veya dana eti.(Yağsız ve sinirleri alınmış): ESKALOP

İnce halat: URGAN

İnce iplik ile çok sık dokunmuş yünlü kumaş: LASTİKOTİN

İnce kabuklu bir erik cinsi: ÜRYANİ

İnce kumaştan yapılan bir tür kadın üstlüğü: MAŞLAH

İnce pide halinde ekmek: LAVAŞ

İnce ruhlu.RAKİK

İnce yağan yağmur: ÇİSENTİ : ÇİSE

İnce yapılı,zarif,narin: YEPELEK

İnce yapraklar biçiminde ayrılabilen ve özellikle çatı örtüsü olarak kullanılan sistli kayaçlara verilen ad: . ARDUVAZ

İnce yassı elmas: KARAVANA

İnce,düzgün dokunmuş pamuklu kumaş: OPAL

İnce,parlak nakış: MİRE

İncelik: RİKKAT

İnci çiçeği: MÜGE

İnci çiçeği: MÜGE

İnci,boncuk,deniz kabuğu gibi malzemeyi ipe dizip kelep haline getirdikten sonra birbirine dolaşarak yapılan kısa gerdanlık: KISTI

İncik boncuk işleri: TUHAFİYE

İncil bölümü: LUKA

İncil’den önceki kutsal kitaplar: AHDİATİK

İncil’den: AHDİCEDİT

İnciler: LEAL

İncirlerde döllenmeyi sağlayan sinek: İLEK

İngiliz uluslar topluluğuna üye olan bağımsız ülkelere verilen ad: DOMİNYON

İngiliz uzunluk ölçüsü: İNÇ : YARDA

İngiltere’de at yarışı: DERBY

İngiltere’de kullanılan bir ağırlık ölçüsü: ONS

İnişli yer,bayır: ŞEV

İnkalar’ın atası olduğuna inanılan güneş tanrısı: İNTİ

İnleme,inilti: ENİN: NALE

İnleyen: NALAN

İnorganik madde: MİNERAL

İnsaf,haklılık: NASFET

İnsan bedeni çevresindeki manyetik alan: AURA

İnsan bilimi uzmanı: ANTROPOLOG

İnsan gözünün algıladığı ışık şiddeti: FANİ

İnsan kalabalığı: CEMAAT

İnsan nüfusunu yapı,gelişme ve dağılım açısından inceleyen bilim: DEMOGRAFİ

İnsan omzunda veya deve,fil,at gibi hayvanlara yüklenerek götürülen,üstü örtülü,tekerleksiz taşıt: TAHTIREVAN

İnsan sever: FİLANTROP

İnsan topluluğu: CEMİYETİ BEŞERİYE

İnsan ve hayvan vücudunda çıkan kabarcık,şiş: KOP

İnsan zihninin deney edinmeden önce,üzerine hiçbir şey yazılmamış bir tabletten farksız olduğunu belirtmek için deneyci filozofların kullandıkları deyim: TABULARASA

İnsan,hayvan ve bitkilerin yapısını ve organlarının birbiriyle olan ilgilerini inceleyen bilim: ANATOMİ

İnsan: İN


İnsanbilim: ANTROPOLOJİ

İnsanda ayağın yüksek olan üst bölümü: TARAK

İnsandaki etkisi açısından tanımlanan ışınım dozu birimi: REM

İnsanın yaratılış özelliği: NATURA

İnsanın,makinenin veya çevrenin bir arada uyumlu ve verimli çalışmasını inceleyen bilim dalı: ERGONOMİ

İnsanlar için tehlikeli olmayan bir örümcek türü: TARANTULA

İnsanlar,dünya adamları: ALEMİYAN

İnsanların ırklara ayrılışını,bunların nereden çıktığını,oluşumunu,yeryüzüne yayılışını,aralarındaki niteliklerini inceleyen bilim: ETNOLOJİ

İnsanların ince bağırsağında yaşayan bir solucan türü: TRİŞİN

İnsanüstü: FEVKALBEŞER

İonya adalarından biri: İTHAKİ

İpek ibrişim yapan kişi: KAZAZ

İpek sargılı ip.Pamuk veya ipekten sicim: KAYTAN

İpekli bir kumaş türü: CANFES

İpekli peştamal: FUTA

İpekli veya yünlü esnek dokunmuş kumaş: JARSE

İpekten sarımtırak dallı nakışlarla işlenmiş bir tür beyaz ve ağır kumaş: ABANİ

İplik eğirmek için kullanılan bir alet: ÇIKRIK

İplik kangalı: ÇİLE

İplik sarılan zıvana: MASURA

İpliklerin boyanmak istenmeyen bölümlerinin ağaç kabukları,yapraklar veya balmumuyla sarılarak boyaya batırılması yoluyla uygulanan bir tür boyama tekniği: İKAT

İpotek,rehin: TUTU

İpucu: KARİNE

İran Moğolları döneminde bastırılan bir tür kağıt para: ÇAV

İran pilavı: ÇİLAV

İran saray ve evlerinde avluya bakan,üç yanı açık sundurma: TALAR

İran takviminde 6. ay: ŞEHRİR

İran,Yemen ve Umman’ın para birimi: RİAL : RİYAL

İran’da Sasani hükümdarlarına verilen unvan: KİSRA

İran’ın plakası: İR

İran’ın resmi haber ajansı: İRNA

İri dişli törpü: RASPA

İri gövdeli bir papağan türü: ARA

İri gövdeli ve kısa saplı bir tambura türü: ÇÖĞÜR

İri gözlü kalbur : ÇİLİNGİR

İri kemik: OMACA

İri kepekli un: RAZMOL

İri köpek,,çoban köpeği: ÇOMAR

İri muşmula: BEŞBIYIK

İri taneli misket üzümü: MALAGA

İri taneli misket üzümü: MALAGA

İri taneli siyah üzüm çeşidi: İRİKARA

İri taneli tahıl: YARMA

İri ve boru biçiminde beyaz veya sarı renkli çiçeği olan bir süs bitkisi: KALA

İri ve çok mayhoş bir elma cinsi: HÜRYEMEZ

İri ve güzel çiçekli bir süs bitkisi: İRİS : SÜSEN

İri ve uzunca taneli bir üzüm cinsi: RAZAKI

İri ve verimli kiraz çeşidi: VAN

İri yarı,kırıcı,sinirli,asık yüzlü kimse: AZNAVUR

İribaş: TETARİ

İrilik: CESAMET

İrinli yara: UFUNET

İrlanda Kurtuluş Ordusu: İRA

İrlanda’nın plakası: EİR

İrlanda’nın resmi adı: EİRE

İrmik ve şekerle yoğrularak fırında pişirilen bir tür kurabiye: ACIBADEM

İsa Derneği denilen bir Hıristiyan derneğinin üyesi: CİZVİT

İsa Peygamberi ele vermesiyle tanınan Yahudi: YAHUDA

İsa Peygamberin doğum ve gizli yaşam yeri olduğu sanılan bugünkü İsrail kenti: NASIRA

İshak Peygamberin karısı ve Yakup Peygamberin annesi olan kadın: REBEKA

İsilik: ISIRGIN

İsimler: ESAME : ESAMİ : ESMA

İskambil kağıtlarında karoya verilen ad: ORYA

İskambil kağıtlarının dört grubundan benekleri kırmızı,kalp biçiminde olanı: KUPA

İskambil kağıtlarıyla oynanan bir oyun: LASKİNE

İskambilde birli: AS

İskambilde ikiliden altılıya kadar olan kağıtlara verilen ad: KONÇİNA

İskambilde karo: DİNERİ

İskambilde koz: ATU

İskambilde sinek işaretine verilen bir başka ad: İSPATİ

İskambilde vale,bacak,oğlan: FANTİ

İskambildeki karo rengine verilen bir başka ad: ORYA

İskambillerle oynanan bir oyun: OHEL

İskandinav mitolojisinde ağıyla yakaladığı denizcileri okyanusta evine götüren,okyanus tanrısı Aegir’in karısı: RAN

İskandinav mitolojisinde,göksel güçlerin tanrısı: THOR

İskandinav ülkelerine özgü üflemeli bir çalgı,tarih öncesi tunç korno: LUR

İskele gibi yerlere yanaşan teknelere girip çıkmayı sağlayan tahta köprü,gemi merdivenine verilen ad: DOSA

İskele kuşu,yalı çapkını: BAHRİ

İskenderun’a özgü bir fırtınanın yerel adı: YARIKKAYA

İskoç erkeklerin giydiği kısa eteklik: KİLT

İskorpitgillerden,Akdeniz ve Atlas Okyanusunda yaşayan lezzetli bir balık: LİPSOS

İslam inancına göre ölüleri mezarında sorguya çeken iki melekten biri. (Diğeri Münkir): NEKİR

İslam mimarlığında kara ve deniz sınırlarının önemli noktalarında yer alan korunaklı yapı: RİBAT

İslam devletlerinde maaş yerine veya hizmet karşılığı olarak askere ve ricale bırakılan toprak. Padişahın toprak bağışlaması: IKTA

İslam devletlerinde posta ve haberleşme örgütü: BERİD

İslam dininde,Cebrail’e verilen bir ad: RUHÜLKUDÜS

İslam dinine dönmüş olan: AVDETİ

İslam hukuk bilgini: FAKİH

İslam hukukunda zina suçu işleyenlerin taşlanarak öldürülmesi: RECİM

İslam ordularında piyade erlerine verilen ad: RACİL

İslam ülkelerinde kullanılan kimi mızraplı ve yaylı çalgıların ortak adı. Gövdesi Hindistan cevizi kabuğundan yapılmış uzun saplı saz: REBAB

İslamlıktan önce Arapların taptıkları bir put: TAGOT

İslimle çalışan ağırlık kaldırma makası: MAÇUNA

İspanya plakası: E

İspanya’da soylu kadınlara verilen onur unvanı: DONA

İspanya’da,Endülüs Araplarından kalma saraylara verilen ad: ALKAZAR

İspanyol mutfağına özgü pirinç yemeği: PAELLA

İspanyol tiyatrosunda güldürücü kısa oyun: SAİNETE

İspermeçet balinası: KAŞALOT

İsrail Hava Yolları: ELAL

İsrail Kuzusu’da denilen tavşan iriliğinde bir memeli hayvan: DAMAN

İsrail parlamentosuna verilen ad: KNESSET

İsrail’de bir tür kooperatif tarım yerleşmesi: MOŞAV

İsrail’de ortak çalışma esaslarına göre oluşturulmuş tarımsal topluluk: KİBUTZ

İsrail’in para birimi: ŞEKEL

İsrail’in plakası: İL

İstanbul boğazına adını veren tanrıça: LO

İstanbul Rum Patrikhanesinde,patriklerle hükümet arasındaki işlere aracılık eden sivil görevlinin sanı: LOGOFET

İstanbul Sarayburnu,Ankara Ulus,Konya ve Samsun’daki Atatürk anıtları ile Afyon’daki zafer anıtını yapan ünlü Avusturyalı heykeltıraş: KRİPPEL

İstanbul’da Orhan Seyfi Orhon tarafından çıkarılan haftalık dergi: ÇINARALTI

İstanbul’daki Beyoğlu semtinin eski adı: PERA

İstanbul’daki en eski Bizans kiliselerinden biri: AYA İRİNİ

İstanbul’un Ali Bey Deresi üzerinde,Mimar Sinan’ın en önemli yapıtlarından biri sayılan su kemeri : MAĞLOVA

İstanbul’un eski adlarından biri: ASİTANE : DERALİYE

İstanbul’un Güneşli köyünde bir dere: AYAMAMA

İstatistik: ASAR: AMAR

İstatistikte,bir elemanlar topluluğunun düzenlenmiş biçimi: MATRİS

İstavrit balığının küçüğü: KIRAÇA

İste kurutulmuş ringa balığı: FRİGA

İsteğe bağlı: İHTİYARİ

İsteğine kavuşmuş olan,mutlu: KAMRAN

İstek,arzu: UMU

İstekli: ŞATKA

İstenç yitimi: ABOLİ: ABULİ

İstenmeyen diplomatik kişiler için kullanılan terim: PERSONANONGRATA

İster istemez: ÇARNAÇAR

İstikrar: STABİLİZASYON

İstiridye,midye gibi kabuklu hayvanları avlamak için deniz dibini taramakta kullanılan ağız kısmı demirden yapılmış bir ağ: ALKARNA

İsveç’te 26’ya bölünmüş olan idari bölümlerden her biri: LAN

İsveç’te ortaya çıkan ,daha sonra başka ülkelerde de uygulanan ve yurttaşların idareden olan şikayetlerini inceleyen kamu denetçisi: OMBUDSMAN

İsviçre’de ırmak: AARE

İsviçre’de kanton: URİ

İsviçre’nin plakası: CH

İsviçre’ye özgü ,ağaç kütüklerinden yapılma uzun saçaklı çatısı olan dağ evi .Kır köşkü: ŞALE

İş bilimi: ERGONOMİ

İş dünyasında başarılı ve hırslı genç insanlara yapılan bir yakıştırma: YUPPİE

İş,hizmet buyruğu: YUMUŞ

İşaret için yapılmış çentik veya iz: KERTE

İşaret olarak kullanılan küçük bayrak: FLAMA

İşe yaramaz,yıpranmış,bozulmuş,eskimiş eşya: KURADA: BATTAL

İşe yaramaz: AMELİMANDA

İşini bilen,ölçülü ve hesaplı iş gören: EVİRGEN

İşiten: SEMİ

İşitme taşı: OTOLİT : OTOSİST

İşleme,oya ve yazmalarda kullanılan ve adını aynı adlı bitkiden alan geleneksel Türk bezeme öğesi: ÇARKIFELEK

İşlemede kullanılan altın suyuna batırılmış ince gümüş tel: SIRMA

İşlenmemiş bakır: GEN

İşlenmemiş,ekilmemiş toprak: BOR

İşlenmiş timsah derisi: KROKODİL

İşletmen: OPERATÖR

İştahsızlık: ANOREKSİ

İt dirseği: ARPACIK

İtaat eden: ESLEK

İtalya’da manda sütünden üretilen, tadı hafif, dokusu pürüzsüz peynir türüne verilen ad: MOZZARELLA

İtalya’da 20. asır başında ortaya çıkan modern şiir hareketi: HERMETİZM

İtalya’da ve Güney Fransa’da üretilen kokulu bir likör: AKUET

İtalya’da yaşamış antik halk: LATİN

İtalya’nın Po’dan sonra en uzun nehri: ADİGE

İtalya’ya özgü bir tür peynir: ROMANA

İtalyan mutfağına özgü bir cins pasta: TİRAMİSO

İtenek: PİSTON

İyi haber,iyi talip,uğur: YOM

İyi haber: BEŞARET

İyi konuşma: BELAGAT

İyi nitelik,hayır: MEYMENET

İyi nitelikli undan yapılan ince uzun ekmek: FRANCALA

İyi terbiye edilmemiş vahşi binek hayvanı.Azgın at: ALAŞA

İyi,güzel,mükemmel: OFLAZ

İyi,hoş: NİK

İyice dövülmüş ve uzun süre birlikte kaynatılmış et ve buğdayla yapılan bir tür yemek : KEŞKEK

İyice olgunlaşmamış ekin: ALACATEK

İyiden iyiye: ENİKONU

İyilik ederek gönül alma: TALTİF

İyilik,lütuf,ihsan: İNAYET: SALAH

İyilikler: HASENAT

İyiliksever kimse.: NİMETŞİNAS

İyimser,optimist: NİKBİN

İzafiyet: RÖLATİVİTE

İzin belgesi: İCAZETNAME

İzin,müsaade: CEVAZ

İzlanda’nın plakası: İS

İzmarit türü bir balık: KUPES

İzmaritgillerden boyu 35 cm kadar olan bir Akdeniz balığı: SARPA

İzmaritgillerden kemikli bir balık: TRANÇA

İzmaritgillerden kılçıklı bir balık: ÇİTARİ

İzmaritgillerden,boz renkli,beyaz etli bir balık: KARAGÖZ

İzmaritgillerden,ılıman denizlerde yaşayan bir balık: KUPES

İzmir tavlası da denilen ve daha çok Ege yöresinde oynanan bir tavla oyunu: MÜSTECİR

İzmir ve Ayvalık yöresinde çokça bulunan,kumun 5-6 cm altında yaşayan lezzetli bir midye türü: AKİVADES

İzmir yöresine özgü, özellikle sabah kahvaltısında yenilen bir çeşit börek: BOYOZ

İzmir’in Çeşme ilçesine bağlı turistik bir belde: ALAÇATI

İzmir’in Çeşme ilçesinin eski adı: ERYTHARİ

İzmir’in eski adı: SMYRNA

İzmir’in ilçesi Urla’nın eski adı: KLAZOMENDİ

İzmir’in Kemalpaşa ilçesinin eski adı: NİF

İzmir’in Menderes ilçesindeki antik bir kent: NOTİON : KLAROS

İzmir’in Seferihisar ilçesindeki ünlü antik kent: TEOS

İzmir’in Selçuk ilçesinin eski adı: AYASULUK

İzmir-Aydın karayolunda Türkiye’nin en uzun tüneli: SELATİN 
. M. Barrie’nin,çocuk edebiyatı klasiklerinden biri olan eseri: PETER PAN

Jacques Brel’in bir şarkısı: JOJO

Jamaika’da 1960’lı yıllarda doğan ve daha sonra reggae’ye dönüşen müzik türü: SKA

Jamaika’dan yayılmış iki zamanlı bir dans: KALİPSO

Jamaika’nın plakası: JA

James Joyce’un tanınmış yapıtı: ULYSSES

Jant: İSPİT

Japon çiçek düzenleme sanatı: İKEBANA

Japon halk türküsü: UTA

Japon içkisi: SAKE

Japon imparatorlarının öldükten sonra memurlarına verdiği unvan ve görev: ZOKVAN

Japon imparatoruna verilen ad: MİKADO

Japon intihar uçağı: KAMİKAZE

Japon işi çömlek,sırlı seramik kap: RAKU

Japon kirazı: SAKURA

Japon lirik dramı: NO

Japon mafyası: YAKUZA

Japon mitolojisinde askeri diktatör.(1192-1867 arasındaki dönem: ŞOGUN : (SHOGUN)

Japon mitolojisinde balıkçıların tüccarların koruyucusu olan yedi su tanrısından biri: EBİSU

Japon mitolojisinde köylü sınıfı: NOMIH

Japon mitolojisinde savaşçılar sınıfı: SAMURAİ : BUİSHİ

Japon mitolojisinde zenaatkar sınıfı: KOŞO

Japon müziğine özgü kısa ve çift kamışlı nefesli çalgı: HİÇİRİKİ

Japon müziğine özgü telli bir çalgı: KOTO

Japon tarihinde,özel malikane veya çiftliklere verilen ad: ŞOEN

Japon tiyatro türü: KABUKİ

Japon Tiyatrosu Go’da erkek oyuncunun maskesi: OTOKO

Japonca yaratıcı anlamında sözcük: KAMİ

Japonlara özgü bir güreş türü: SUMO

Japonların pirinç tanrısı: İNARİ

Japonların ulusal Şinto dininde kutsal güneş tanrıçası: AMATERASU


Japonların ulusal dini Şintoizm’in en önemli güneş tanrıçası: AMATERASU

Japonya’da bir ırmak: AKİTA

Japonya’da bir kent: OSAKA

Japonya’da Buda Rahibesi: AMA

Japonya’da Buda tapınaklarına verilen ad: TARA

Japonya’da büyük çocukların yakalandığı dizanteriye benzer salgın hastalık: EKİRİ

Japonya’da dinsel törenlerde okunan nesir: NARİTO

Japonya’da kullanılmış eski bir hacim ölçüsü birimi: TO

Japonya’nın eski adı: YAMATO

Japonya’nın plakası: JA

Japonya’ya atom bombası atan uçak : ENOLA GAY

Japonya’yı oluşturan dört adanın en küçüğü: ŞİKOKU

Jeloz’da denilen ve Eskimoların besin olarak kullandıkları yosun türü: AGARAGAR

Jeneratör,dinamo: ÜRETEÇ

Jeolojide buzul dönemi: PLEİSTOSEN

Jeolojide ikinci çağın triasla kretase arasında kalan dönemi: JURO

Jeolojide üçüncü çağ: SENOZOİK

Jeolojide,üçüncü çağın memeliler ve maymunların gelişmiş olduğu dönemi: MİYOSEN

Jing’un terminolojisinde insanoğlunun kadınsı bölümünü belirten ilk örnek: ANİMA

Jiujitsu ve öteki dövüşme sanatlarında elin keskin tarafı,dirsek veya ayakla vurulan darbe: ATEMİ

John Dos Passos’un ünlü üçleme romanı: USA

John Ronald Reuel Tolkien’in alegorik romanı: YÜZÜKLERİN EFENDİSİ
www.vahapacil.tr.gg
Jokeylerin giydiği kenarsız başlık: TOK

Judo gibi sporlarda minder olarak kullanılan ve pirinç saplarının örülmesiyle yapılan kalın halı./Japon hasırı: TATAMİ

Judo ve karatede hareketleri çabuklaştırmak içi n yapılan bir dizi egzersiz: KATA

Judo’da teknik olarak rakibinden zayıf kalan taraf: UKE

Jüpiter gezegeninin bir uydusu: ELARA: EUROPA: ARİEL

Jüpiter.Müşteri yıldızı: ERENDİZ

Jüpiter’in uydusu olan uzayın en kızgın kayası: İO

www.vahapacil.tr.gg

 

Türkiye Plakalari


01 ADANA
02 ADIYAMAN
03 AFYON
04 AĞRI
05 AMASYA
06 ANKARA
07 ANTALYA
08 ARTVİN
09 AYDIN
10 BALIKESİR

11 BİLECİK
12 BİNGÖL
13 BİTLİS
14 BOLU
15 BURDUR
16 BURSA
17 ÇANAKKALE
18 ÇANKIRI
19 ÇORUM
20 DENİZLİ

21 DİYARBAKIR
22 EDİRNE
23 ELAZIĞ
24 ERZİNCAN
25 ERZURUM
26 ESKİŞEHİR
27 GAZİANTEP
28 GİRESUN
29 GÜMÜŞHANE
30 HAKKARİ

31 HATAY
32 ISPARTA
33 İÇEL
34 İSTANBUL
35 İZMİR
36 KARS
37 KASTAMONU
38 KAYSERİ
39 KIRKLARELİ
40 KIRŞEHİR

41 KOCAELİ
42 KONYA
43 KÜTAHYA
44 MALATYA
45 MANİSA
46 KAHRAMANMARAŞ
47 MARDİN
48 MUĞLA
49 MUŞ
50 NEVŞEHİR

51 NİĞDE
52 ORDU
53 RİZE
54 SAKARYA
55 SAMSUN
56 SİİRT
57 SİNOP
58 SİVAS
59 TEKİRDAĞ
60 TOKAT

61 TRABZON
62 TUNCELİ
63 ŞANLIURFA
64 UŞAK
65 VAN
66 YOZGAT
67 ZONGULDAK
68 AKSARAY
69 BAYBURT
70 KARAMAN

71 KIRIKKALE
72 BATMAN
73 ŞIRNAK
74 BARTIN
75 ARDAHAN
76 IĞDIR
77 YALOVA
78 KARABÜK
79 KİLİS
80 OSMANİYE
81 DÜZCE

Insanin En Hayirlisi Insana Hayri Dokunanidir

Sitene Ekle


EDEBİYAT DÜNYASI
 
ÜLKEMİZİ TANIYALIM
 

TURKİYE

 

       ADANA 01,
 
      AĞRI 04,
 
       ADIYAMAN 02,
 
    AFYON 03
 
  AKSARAY 68
 
  AMASYA 05
 
  ANKARA 06 (BAŞKENT)
 
  ANTALYA 07
 
  ARDAHAN 75
 
  ARTDVİN 08
 
  AYDIN 09
 
  BALIKESİR 10
 
  BARTIN 74
 
  BATMAN 72
 
  BAYBURT 69
 
  BİLECİK 11
 
  BİNGÖL 12
 
  BİTLİS 13
 
  BOLU 14
 
  BURDUR 15
 
  BURSA 16
 
  ÇANAKKALE 17
 
  ÇANKIRI 18
 
  ÇORUM 19
 
  DENİZLİ 20
 
  DİYARBAKIR 21
 
  DÜZCE 81
 
  EDİRNE 22
 
  ELAZIĞ 23
 
  ERZİNCAN 24
 
  ERZURUM 25
 
  ESKİŞEHİR 26
 
  GAZİANTEP 27
 
  GİRESUN 28
 
  GÜMÜŞHANE 29
 
  HAKKARİ 30
 
  HATAY (ANTAKYA) 31
 
  İÇEL 33
 
  IĞDIR 76
 
  ISPARTA 32
 
  İSTANBUL 34
 
  İZMİR 35
 
  KAHRAMANMARAŞ 46
 
  KARABÜK 78
 
  KARAMAN 70
 
  KARS 36
 
  KASTAMONU 37
 
  KAYSERİ 38
 
  KİLİS 79
 
  KOCAELİ 41
 
  KONYA 42
 
  KIRLARELİ 39
 
  KIRIKKALE 71
 
  KIRŞEHİR 40
 
  MALATYA 44
 
  MANİSA 45
 
  MARDİN 47
 
  MUĞLA 48
 
  MUŞ 49
 
  NEVŞEHİR 50
 
  NİĞDE 51
 
  ORDU 52
 
  OSMANİYE 80
 
  RİZE 53
 
  SAKARYA 54
 
  SİİRT 56
 
  SİNOP 57
 
  SİVAS 58
 ,
  TEKİRDAĞ 58
,
 
  TOKAT 60
,
 
  TRABZON 61
,
 
  TUNCELİ 62
,
 
  UŞAH 64
,
 
,
  VAN 65
 
 , YALOVA 77
 
 , ZONGULDAK 67
 
,  ŞIRNAK 73
,

  www.vahapacil.tr.gg   

DUYURU PANOSU
 

SİTEMİZİN ANASAYFASINDA MEHMET AKİF ERSOY'DAN SAFAHAT DİNLEYEBİLİRSİNİZ..

EDEBSİZ BİR EDEBİYAT OLMAZ...

www.vahapacil.tr.gg


SİTEMİZE BİZİMLE İLETİŞİME GEÇEREK KATKIDA BULUNABİLİRSİNİZ...


SİTEMİZDE EDEBİYATI HER AÇIDAN YAŞAMANIZ DİLEĞİYLE..Y


BAŞARACAĞINA İNANMAK BAŞARMANIN YARISIDIR...


SİTEMİZDE OYUN OYANAYABİLİRSİNİZ..


sitemizin radyo kısmında radyo dinleyebilir canlı istek kısmını tıklayarak istek isteyebilirsiniz..

EDEBİYAT DÜNYASI..LİNKİYLE SİTEMİZİ TWİTRDAN TAKİP EDEBİLİRSİNİZ

VAHAP ACIL
www.vahapacil.tr.gg
 
EDEBİYAT KAYNAK SİTESİ
 
Bugün 64344 ziyaretçiEDEBİYAT SİTESİ ZİYARETÇİLERİ

ben ten
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol