MEHMET EKİF ERSOY ŞİİRLERİNDEN SEÇMELER

Ahiret Yolu
Mehmet Akif Ersoy

 

sokakta sâde bir ‘âmîn! ‘ sadâsıdır gidiyor:
mahalle halkı birikmiş, imam duâ ediyor.
basık bir ev; kapının iç yanında bir tâbût,
başında çınlayan âvâzı dinliyor, mebhût;
denildi: ‘fâtiha! ‘; âmîni kestiler bu sefer,
göğüsler inledi, derken, açık duran eller,
hazîn alınları bir kerre okşayıp indi;
deminki zemzemeler bir zaman için dindi.
duyuldu sonra imâmın nidâ-yı mağmûmu,
diyordu:

- söyleyin allâh için şu merhûmu,
nasıl bilirsiniz ey müslümanlar?
- iyi biliriz!
-yarın huzûr-i ilâhîde toplanıp hepiniz,
bu yolda hüsn-i şehâdet edersiniz ya?
- evet!
- imâm efendi, helâllık da iste, merhamet et…
- helâl edin hadi öyleyse şimdi hakkınızı.
- helâl edin hadi bekletmeyin adamcağızı!

 

cemâatin yüreğinden kopup ‘helâl olsun! ‘
nidâ-yı saffeti, birden cenâze, ah-ı derûn,
misâli uğradı evden; fezâda yükseldi
içerde başladı bir cûş-i nevhadır şimdi;
baş örtüsüyle kadınlargözüktü pencereden:
-bıraktın öyle mi, en sonra kardeşim, bizi sen!
-yıkıldı dostlar evim, barkım… ah gitti kocam! ..
-dayım melek gibi insandı; ben nasıl yanmam!
-tamam otuz senedir komşuyuz da bir kerre,
kızıp da ‘ey! ‘ demiş insan değildi, hemşîre!
-zavallı remziye! boynun büküldü evlâdım…
-babam ne oldu?
-baban… öldü.
-etme ayşe hanım,
bu söylenir mi ya? hicrân olur zavallı kıza…
ayol, şu öksüzü bir parçacık avutsanıza…
açın da cumbayı etrâfa baksın ağlamasın…

 

göründü cumbada baktım ki tombalak, sanşın,
sevimli bir küçücek kız… beiinde ancak var.
donuk yanakları üstünde parlayan yaşlar,
zavallının eriyen ruh-i bî-günâhı idi.
benim o mersiye yâdımda ağlıyor ebedî.
sefine pâre ki sırtında mevc-i bî-hissin,
yüzer… önünde ademden nişâne bir engin,
çeker durur onu sâhil-cüdâ açıklarına;
bakar mı bir taşın üstünde durmuş ağlıyana?
cenâze dûş-i cemâatte çalkalandıkça,
o tahta pâreye benzerdi, düşmüş emvâca.
nasıl duyar ki uzaklarda inleyen kadını?
nasıl görür ki yetîmin huruş eden yaşını?
bu hây ü hûy-i kıyâmet-nümûn içinde söner,
samîm-i hilkati sûzân eden enîn-i beşer.

 

değilmiş öyle geniş nâlenin hudûdu meğer:
sokak bitip dönülürken kesildi mâtemler.
o tahta pâre-i câmid, o iğbirâr-ı samût,
güzer-gehindeki eşbâhı bir mehîb sükût
içinde haşr ederek dalgalarla seyrediyor;
zemîne bakmıyor artık semâ deyip gidiyor.
bu mahmilin neye sık sık değişsin efrâdı?
suâli fikre büyük bir hakîkat anlattı:
evet bekâ ezecek cism-i zâr-ı fânîyi,
vücûd çekmiyecek ömr-i câvidânîyi,
bu bâr-ı müdhişin altında titreyip dizler,
dayanmıyor üç adımdan ziyâde dûş-i beşer!
ağır ağırgidiyorken cenâze kâfilesi,
nihâyet oldu musallâ birinci merhalesi.
çıkınca üstüne son minberin hatîb-i memât,
açıldı dîde-i im’âna perde perde hayât.
*******
senin en son serîrindir şu bî pervâ uzanmış taş;
ki nermin hâb-gâhından çıkar, bir gün vurursun baş!
elinden yok halâs imkânı, mâdâme’l-hayât uğraş…
o, mutlak sedd-i râhındır, aşılmaz.. muktedirsen aş! ‘

 

musallâ: müncemid bir mevcidir eşk-i yetîmânın;
musallâ: ahıdır, berceste, mâtem-zâr-ı dünyânın;
musallâ: minber-i teblîğidir dünyâda, ukbânın;
musallâ-: ders-i ibrettir durur pîşinde, irfânın.

 

bu minberden iner nâsûta en müdhiş hakîkatler,
bu yerden yükselir lâhûta en hâlis kanâ’atler.
civârından geçer zulmette bî pâyan hayâletler:
kefen-ber-dûş geçmişler, kalan üryan sefâletler!

 

babam, kardeşlerim, evlâdım, annem… belki bunlardan
muazzez bildiğim kıymetli birçok yâr-ı can el’ân
bu taştan atfeder zanneylerim dünyâya son im’ân…
benim rûhum bu heykelden duyar hâmûş bin efgân!
serîr-i saltanatlar devrilir, alt üst olur dünyâ;
müşeyyed bürc ü bârülar düşer bir bir, bu taş hâlâ,
zamânın dest-i tahrîbiyle, durmuş, eyler istihzâ;
bütün mevcûda hâkim bir adem timsâlidir gûyâ.

 

namaz kılındı; duâ bitti. kârban, yoluna
düzüldü taht-ı memâtın girip birer koluna.
yarım sâat henüz olmuştu. yolcular durdu;
demek ki; komşusu dünyânın âhiret yurdu.
cenâze indi omuzdan yavaş yavaş, sonra,
sokuldu servilerin ortasında bir çukura,
atıldı üstüne üç beş kürek kemikli çamur
kabardı toprağın altında bir an, bir ur!
evet, çıban, ki yatan duymuyorsa dehşetini,
dönün de arkadakinden sorun fecâ’atini·
sükûn içinde uyurken şu bir yığın toprak
ilel’ebed o küçük rûh çırpınıp duracak! …

Edirne
Mehmet Akif Ersoy

Edirne kal’asıdır gördüğün hisar-ı mehib
Şu zirvesinde biten simsiyah ağaç da salib
Murad-ı evveli koynunda gezdiren tepeler
Nasıl rüku ediyor Ferdinand’a bak bu sefer
Bizim midir sanıyorsun şu yükselen bayrak?
Çeken Savof, Lala Şahin değil kuzum, iyi bak
Edirne! İşte o islamın ahenin suru
Edirne! İşte o şarkın cebin-i mağruru 

İkinci aşr-ı tealisi Al-i Osman’ın
Birinci mevki-i feyyazı belki dünyanın
Edirne! İşte o şarkın demir kilidi
Sefil ayakları altında Bulgar’ın şimdi
Muzaffer ordusu hakkıyla(!) intikam alıyor
Kadın, kız, çoluk, çocuk, erkek ne bulsa parçalıyor
Bu katliama da razıyım ihtiram olsa
Harim-i dini de geçtik harim-i namusa
Şu dört minareli cami ki yoktu hiçbir eşi
Ki parlıyordu hilalinde sanatın güneşi
Salibi sineye çekmiş de bekliyor.Nevmid 

Cenk Marşı
Mehmet Akif Ersoy

 

Ey sürüden arkaya kalmış yiğit
Arkadaşın gitti haydi sen de git
Bak ne diyor ceddi şehidin işit
Haydi git evladım uğurlar ola
Haydi git evladım açıktır yolun
Zalimlere karşı bükülmez kolun
Bayrağı çek ön safa geçmiş bulun
Uğurun açık olsun uğurlar ola.

 Eşele bir yerleri örten karı
Ot değil onlar dedenin saçları
Dinle şehit sesleridir rüzgarı
Haydi git evladım uğurlar ola
Haydi git evladım açıktır yolun
Zalimlere karşı bükülmez kolun
Bayrağı çek on safa geçmiş bulun
Uğurun açık olsun uğurlar ola
Haydi levent asker uğurlar ola

 

Yerleri yırtan sel olup taşmalı
Dağ demeyip taş demeyip aşmalı
Sende ki coşkunluğa er şaşmalı
Kahraman askerim uğurlar ola
Haydi git evladım açıktır yolun
Zalimlere karşı bükülmez kolun
Bayrağı çek ön safa geçmiş bulun
Haydi levent asker uğurlar ola
Haydi git evladım uğurlar ola.

 

Çanakkale Şehitlerine
Mehmet Akif Ersoy

 

Şu Boğaz harbi nedir? Var mı ki dünyâda eşi?
En kesif orduların yükleniyor dördü beşi.
-Tepeden yol bularak geçmek için Marmara’ya-
Kaç donanmayla sarılmış ufacık bir karaya.
Ne hayâsızca tehaşşüd ki ufuklar kapalı!
Nerde-gösterdiği vahşetle ‘bu: bir Avrupalı’
Dedirir-Yırtıcı, his yoksulu, sırtlan kümesi,
Varsa gelmiş, açılıp mahbesi, yâhud kafesi!
Eski Dünyâ, yeni Dünyâ, bütün akvâm-ı beşer,
Kaynıyor kum gibi, mahşer mi, hakikat mahşer.
Yedi iklimi cihânın duruyor karşında,
Avusturalya’yla beraber bakıyorsun: Kanada!
Çehreler başka, lisanlar, deriler rengârenk:
Sâde bir hâdise var ortada: Vahşetler denk.
Kimi Hindû, kimi yamyam, kimi bilmem ne belâ…
Hani, tâuna da züldür bu rezil istilâ!
Ah o yirminci asır yok mu, o mahlûk-i asil,
Ne kadar gözdesi mevcûd ise hakkıyle, sefil,
Kustu Mehmedciğin aylarca durup karşısına;
Döktü karnındaki esrârı hayâsızcasına.
Maske yırtılmasa hâlâ bize âfetti o yüz…
Medeniyyet denilen kahbe, hakikat, yüzsüz.
Sonra mel’undaki tahribe müvekkel esbâb,
Öyle müdhiş ki: Eder her biri bir mülkü harâb.

Öteden sâikalar parçalıyor âfâkı;
Beriden zelzeleler kaldırıyor a’mâkı;
Bomba şimşekleri beyninden inip her siperin;
Sönüyor göğsünün üstünde o arslan neferin.
Yerin altında cehennem gibi binlerce lağam,
Atılan her lağamın yaktığı: Yüzlerce adam.
Ölüm indirmede gökler, ölü püskürmede yer;
O ne müdhiş tipidir: Savrulur enkaaz-ı beşer…
Kafa, göz, gövde, bacak, kol, çene, parmak, el, ayak,
Boşanır sırtlara vâdilere, sağnak sağnak.
Saçıyor zırha bürünmüş de o nâmerd eller,
Yıldırım yaylımı tûfanlar, alevden seller.
Veriyor yangını, durmuş da açık sinelere,
Sürü halinde gezerken sayısız teyyâre.
Top tüfekten daha sık, gülle yağan mermiler…
Kahraman orduyu seyret ki bu tehdide güler!
Ne çelik tabyalar ister, ne siner hasmından;
Alınır kal’â mı göğsündeki kat kat iman?
Hangi kuvvet onu, hâşâ, edecek kahrına râm?
Çünkü te’sis-i İlahi o metin istihkâm.

 

 

 

Sarılır, indirilir mevki-i müstahkemler,
Beşerin azmini tevkif edemez sun’-i beşer;
Bu göğüslerse Hudâ’nın ebedi serhaddi;
‘O benim sun’-i bedi’im, onu çiğnetme’ dedi.
Asım’ın nesli…diyordum ya…nesilmiş gerçek:
İşte çiğnetmedi nâmusunu, çiğnetmiyecek.
Şühedâ gövdesi, bir baksana, dağlar, taşlar…
O, rükû olmasa, dünyâda eğilmez başlar,
Vurulup tertemiz alnından, uzanmış yatıyor,
Bir hilâl uğruna, yâ Rab, ne güneşler batıyor!
Ey, bu topraklar için toprağa düşmüş asker!
Gökten ecdâd inerek öpse o pâk alnı değer.
Ne büyüksün ki kanın kurtarıyor tevhidi…
Bedr’in arslanları ancak, bu kadar şanlı idi.
Sana dar gelmiyecek makberi kimler kazsın?
‘Gömelim gel seni tarihe’ desem, sığmazsın.
Herc ü merc ettiğin edvâra da yetmez o kitâb…
Seni ancak ebediyyetler eder istiâb.

 

‘Bu, taşındır’ diyerek Kâ’be’yi diksem başına;
Ruhumun vahyini duysam da geçirsem taşına;
Sonra gök kubbeyi alsam da, ridâ namıyle,
Kanayan lâhdine çeksem bütün ecrâmıyle;
Mor bulutlarla açık türbene çatsam da tavan,
Yedi kandilli Süreyyâ’yı uzatsam oradan;
Sen bu âvizenin altında, bürünmüş kanına,
Uzanırken, gece mehtâbı getirsem yanına,
Türbedârın gibi tâ fecre kadar bekletsem;
Gündüzün fecr ile âvizeni lebriz etsem;
Tüllenen mağribi, akşamları sarsam yarana…
Yine bir şey yapabildim diyemem hâtırana.
Sen ki, son ehl-i salibin kırarak savletini,
Şarkın en sevgili sultânı Salâhaddin’i,
Kılıç Arslan gibi iclâline ettin hayran…
Sen ki, İslam’ı kuşatmış, boğuyorken hüsran,
O demir çenberi göğsünde kırıp parçaladın;
Sen ki, rûhunla beraber gezer ecrâmı adın;
Sen ki, a’sâra gömülsen taşacaksın…Heyhât,
Sana gelmez bu ufuklar, seni almaz bu cihât…
Ey şehid oğlu şehid, isteme benden makber,
Sana âgûşunu açmış duruyor Peygamber.

 www.vahapacil.tr.gg

 

Türkiye Plakalari


01 ADANA
02 ADIYAMAN
03 AFYON
04 AĞRI
05 AMASYA
06 ANKARA
07 ANTALYA
08 ARTVİN
09 AYDIN
10 BALIKESİR

11 BİLECİK
12 BİNGÖL
13 BİTLİS
14 BOLU
15 BURDUR
16 BURSA
17 ÇANAKKALE
18 ÇANKIRI
19 ÇORUM
20 DENİZLİ

21 DİYARBAKIR
22 EDİRNE
23 ELAZIĞ
24 ERZİNCAN
25 ERZURUM
26 ESKİŞEHİR
27 GAZİANTEP
28 GİRESUN
29 GÜMÜŞHANE
30 HAKKARİ

31 HATAY
32 ISPARTA
33 İÇEL
34 İSTANBUL
35 İZMİR
36 KARS
37 KASTAMONU
38 KAYSERİ
39 KIRKLARELİ
40 KIRŞEHİR

41 KOCAELİ
42 KONYA
43 KÜTAHYA
44 MALATYA
45 MANİSA
46 KAHRAMANMARAŞ
47 MARDİN
48 MUĞLA
49 MUŞ
50 NEVŞEHİR

51 NİĞDE
52 ORDU
53 RİZE
54 SAKARYA
55 SAMSUN
56 SİİRT
57 SİNOP
58 SİVAS
59 TEKİRDAĞ
60 TOKAT

61 TRABZON
62 TUNCELİ
63 ŞANLIURFA
64 UŞAK
65 VAN
66 YOZGAT
67 ZONGULDAK
68 AKSARAY
69 BAYBURT
70 KARAMAN

71 KIRIKKALE
72 BATMAN
73 ŞIRNAK
74 BARTIN
75 ARDAHAN
76 IĞDIR
77 YALOVA
78 KARABÜK
79 KİLİS
80 OSMANİYE
81 DÜZCE

Insanin En Hayirlisi Insana Hayri Dokunanidir

Sitene Ekle


EDEBİYAT DÜNYASI
 
ÜLKEMİZİ TANIYALIM
 

TURKİYE

 

       ADANA 01,
 
      AĞRI 04,
 
       ADIYAMAN 02,
 
    AFYON 03
 
  AKSARAY 68
 
  AMASYA 05
 
  ANKARA 06 (BAŞKENT)
 
  ANTALYA 07
 
  ARDAHAN 75
 
  ARTDVİN 08
 
  AYDIN 09
 
  BALIKESİR 10
 
  BARTIN 74
 
  BATMAN 72
 
  BAYBURT 69
 
  BİLECİK 11
 
  BİNGÖL 12
 
  BİTLİS 13
 
  BOLU 14
 
  BURDUR 15
 
  BURSA 16
 
  ÇANAKKALE 17
 
  ÇANKIRI 18
 
  ÇORUM 19
 
  DENİZLİ 20
 
  DİYARBAKIR 21
 
  DÜZCE 81
 
  EDİRNE 22
 
  ELAZIĞ 23
 
  ERZİNCAN 24
 
  ERZURUM 25
 
  ESKİŞEHİR 26
 
  GAZİANTEP 27
 
  GİRESUN 28
 
  GÜMÜŞHANE 29
 
  HAKKARİ 30
 
  HATAY (ANTAKYA) 31
 
  İÇEL 33
 
  IĞDIR 76
 
  ISPARTA 32
 
  İSTANBUL 34
 
  İZMİR 35
 
  KAHRAMANMARAŞ 46
 
  KARABÜK 78
 
  KARAMAN 70
 
  KARS 36
 
  KASTAMONU 37
 
  KAYSERİ 38
 
  KİLİS 79
 
  KOCAELİ 41
 
  KONYA 42
 
  KIRLARELİ 39
 
  KIRIKKALE 71
 
  KIRŞEHİR 40
 
  MALATYA 44
 
  MANİSA 45
 
  MARDİN 47
 
  MUĞLA 48
 
  MUŞ 49
 
  NEVŞEHİR 50
 
  NİĞDE 51
 
  ORDU 52
 
  OSMANİYE 80
 
  RİZE 53
 
  SAKARYA 54
 
  SİİRT 56
 
  SİNOP 57
 
  SİVAS 58
 ,
  TEKİRDAĞ 58
,
 
  TOKAT 60
,
 
  TRABZON 61
,
 
  TUNCELİ 62
,
 
  UŞAH 64
,
 
,
  VAN 65
 
 , YALOVA 77
 
 , ZONGULDAK 67
 
,  ŞIRNAK 73
,

  www.vahapacil.tr.gg   

DUYURU PANOSU
 

SİTEMİZİN ANASAYFASINDA MEHMET AKİF ERSOY'DAN SAFAHAT DİNLEYEBİLİRSİNİZ..

EDEBSİZ BİR EDEBİYAT OLMAZ...

www.vahapacil.tr.gg


SİTEMİZE BİZİMLE İLETİŞİME GEÇEREK KATKIDA BULUNABİLİRSİNİZ...


SİTEMİZDE EDEBİYATI HER AÇIDAN YAŞAMANIZ DİLEĞİYLE..Y


BAŞARACAĞINA İNANMAK BAŞARMANIN YARISIDIR...


SİTEMİZDE OYUN OYANAYABİLİRSİNİZ..


sitemizin radyo kısmında radyo dinleyebilir canlı istek kısmını tıklayarak istek isteyebilirsiniz..

EDEBİYAT DÜNYASI..LİNKİYLE SİTEMİZİ TWİTRDAN TAKİP EDEBİLİRSİNİZ

VAHAP ACIL
www.vahapacil.tr.gg
 
EDEBİYAT KAYNAK SİTESİ
 
Bugün 64515 ziyaretçiEDEBİYAT SİTESİ ZİYARETÇİLERİ

ben ten
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol